9 entry daha
  • irvin d. yalom'un tüm kitaplarının deliler gibi satmasının ardından türkiye'deki psikiyatrlarda da kitap yazma eğiliminin arttığı görüldü. şizofrengi gibi enfes yayınları bir yana koyarsak özellikle psikoterapi hikayeleri akımının türkiye'deki karşılıklarının bende uyandırdığı ilk duygu yüzeysellik oldu. derin olma çabası içine girmiş, orayı zorlamış, ama yazdığının hakkını vermekten çok uzak yazılar.
    belki önyargılıyımdır, bilmiyorum ama gülseren budayıcıoğlu gibi yazarların derin bir felsefi altyapıya sahip oldukları izlenimi edinemiyorum. rollo may gibi varoluşçu felsefenin avrupa akımının eserlerini amerika'da tanıtmak için editörlük yapmış analistleri okuduktan sonra insanın beklenti düzeyi artıyor olabilir.

    bu konu ile ilgilenler ayrıca (bkz: cengiz güleç).
742 entry daha
hesabın var mı? giriş yap