4 entry daha
  • özgür mumcu'yu da, gazetedeki yazılarını da sevdiğimden büyük bir hevesle okumaya başlayıp, hüsranla bitirdiğim roman. anlatım sorunlu, karakterler ve diyaloglar inandırıcılıktan çok uzak. beğendiğim, ince düşünülmüş, zarafetle süslenmiş cümlelerin yanı sıra bolca acemilik kokan zorlama kelimeler ve betimlemeler var. örneğin romanın üç yerinde, ikisi peşpeşe sayfalarda olmak üzere erguvani leylak çiçeklerinden bahsediyor. leylak rengini bir kere söyledin anladık, ikincide üçüncüde artık hala rengiyle birlikte söylemeye gerek var mıydı? (kaldı ki erguvani pembeye çalan, erguvan ağaçlarının rengiyken, leylaklar kimi zaman mavimsi, çoğunlukla da derin bir eflatundur. erguvani leylak da nereden çıktı? beni burada rahatsız eden sanki özgür mumcu, 'erguvani' kelimesini çok sevdiği için ısrarla kullanmak istemiş de, kelimeyi ait olmadığı bir metne zorla yapıştırmış gibi hissetmiş olmam).
    sonuç olarak üzülerek 'olmamış' diyorum. edebiyat eleştirmeni olmadığım için de 'naçizane fikrimdir' diyerek ukalalığı burada kesiyorum.
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap