the first big weekend
-
baştan söyleyeyim, son derece subjektif yazı sunuyorum şarkı hakkında.
öyle bir şarkı yap ki, içinde narsimelus'un bayıldığı (abartı değil, bayıldığı) 3 özellik bulunsun:
1. aşamalı olarak enstrümanı zenginleşen, temposu hızlanan bir müzik.
2. konuşma tarzı söyleyen vokal.
3. ingiliz olmasa da çok hoş iskoç aksan.
ne duruyorsun? dünyanın en süper şarkısını yapsana?!
neredeyse olacakmış, neredeyse... ama neden bilmem, bir yerlerinde eksiklik var bozulmuş. bitirişe doğru nakaratımsı söylemden ötürü olsa gerek. başaramamışlar sanki orayı, eğreti kaçıp şarkıyı bozmuş. ha ama dinlenmez mi? yoo, tekrar tekrar dinlenir. hem de zevkle! sadece etkileyiciliği biraz düşer ve dünyanın en süper şarkısı olamaz.
hı, bu özelliklere sahip olup daha başarılısını üretmiş baxter dury'den cocaine man var zaten. o da ilk özelliği yeterince barındırmadığı için en süper olmuyor ama the first big weekend'den daha tutabiliyor sanki. aksan da ingiliz aksanı. "bam, it's disgusting!"
neyse, ikisi de çok güzel şarkılar. bir de 3 maddeden ayrı bir bonusları daha var: hikaye anlatımı!
işte bunlar hep lou reed ve the velvet underground etkileşiminin ingilizlerce yorumlanışı. hep.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap