3 entry daha
  • (bkz: neo zoruna mı gitti)

    ***

    hayırlı editler: sözlük bayram tatilinde olduğundan, serdar ortaç şarkısının ingiltere'de 1 numara olması gibi olmuş bu şakanın burada olması ya neyse.

    şu bir: 3 yaşa kadar tv tablet ve telefonu engelleyelim çok çok çok önemli bir kampanya. çocuğu olmayan da bilemez çocuk olmayan da. insanı olduğundan daha da mallaştırmaktan başka hiçbir işe yaramayan bu cihazların, ömrümüzün en saf yıllarında hayatımızdan uzak tutulması için devlet eliyle bir şeyler yapılmalı. bunu sağlamak öyle hemen 1500 imza ile olacak iş değil evet; ama kıvılcım kıvılcım kıvılcım derken birden harlanır alev! ateşi bulmak öyle hemen olacak şey değil ya?!

    şu iki: köy öğretmenleri yarım platformu. hevesi olan girsin biraz göz atsın. elinden ne gelir bir baksın. köy öğretmenlerinin ihtiyaçlarını belirttikleri bir yer; en ucuzundan en masraflısına pek çok ihtiyaç var belki bir yardımımız dokunur. ben de naçizane bir şeyler yapacağım.

    şu üç: öldürdüğü kişinin ailesinden tazminat istemek yüzsüzlüğünü gösteren canlıların anlatıldığı bu hikayede adı geçen zalimlere karşı sanırım 3 boyutlu şu hayatta pek bir şey yapamıyoruz; elimiz kolumuz bağlı... ama zalimin zulmü varsa se7en'in günahı var, az çok demiyoruz boş geçmiyoruz, temizinden, okkalı, kalp sıkıştıran bir bedduayı bu kansızlara çok görmüyoruz. beddua ederken de hayal kuruyoruz bütün insanlar gibi, dilimizi korkak alıştırmıyoruz, yapıştırıyoruz 5 kilolukları! buradan oraya karabasan olup üzerine çöküyoruz... küfür değil ama çok rica ediyorum, beddua! günahı da boynuma ahan da size güzelliğim olsun, siz yeter ki edin gönül rahatlığıyla...

    şu dört: bu sabah dükkana gelirken yanımdan 55-60 yaşlarında bir çift geçti. adam kadına sakince, normal bir tonda, sanki doğalmış gibi: "sizin gebermeniz lazımdı. bak ölmeniz değil, gebermeniz lazımdı diyorum..." dedi, kadın da adama "asıl senin açlıktan ölmen gerekirdi..." diyerek aynı sakinlikte ve doğallıkta karşılık verdi. sustular, yavaş adımlarla, içlerine gömdükleri gerginlikle yürümeye, gezer adım sallanmaya devam ettiler. durup arkama baktım, sakince yürüyorlardı; ama içlerinde nasa'nın kasırga fotoğrafları vardı! aklımdan bir repliği prova ediyor olmaları gibi naifçe bir şey geçti; ama hayır dostlarım, "ciddiydiler". nefret dolulardı; ama çok sakinlerdi. yıllarca içlerinde birbirlerine karşı biriktirdikleri nefreti böyle basitçe ve onlara göre normal olan bu açıklıkta birbirlerine gösteriyorlardı! abla kardeş de olsa, karı koca da olsa, atla deve de olsa birbirinden "nefret eden" insanlar her yerimizdeler; ama "her yerimizdeler". uyarmak istedim! sizi seviyorum...
109 entry daha
hesabın var mı? giriş yap