118 entry daha
  • madde bağımlılığı sadece işin bir yüzüdür. para, güç, makam, mevki hırsı da esasen eroin kadar zararlı bağımlılıklardır.

    hepsinin temelinde ise insanın kendini yalnız, çaresiz hissetmesi ve güvende görememesi yatmaktadır. varoluşu, insanları, sair mahlukatı bilinçaltında tehdit olarak değerlendiren insan, mizacına göre tepkiler geliştirmektedir.

    tehditleri bertaraf etmek için,

    kimi para, kimi makam mevki peşine düşer, kimi de kendini güçlü hissedeceği yapılara katılmayı tercih eder; cemaatlere, partilere, örgütlere üye olur; polis olu, asker olur vs...

    her şeyden ümidini kesmiş olanlar ise, içlerindeki korku ve ıstırabı madde kullanarak uyuşturup teskin etmeye çalışırlar.

    elbette tüm sahte çözümlerin, çözdüklerinden daha çok problem çıkartması doğaldır ve neticede kişinin hayatının öyle veya böyle heba olmasına neden olurlar.

    hakikatten perdeli insanlar için minicik sivrisinek bile büyük bir düşmandır ve hayatlarına kastetmektedir. o sivrisineğin bir önceki soktuğu insan değişik hastalıklar taşıyabilir; sonra da gelip onlara bulaştırabilir...

    depremler, tabii afetler, toplumda kol gezen sapıklar, katiller, psikopatlar hep birer tehdittirler; hatta yolda karşıdan karşıya geçerken bile ölmek, merdivenden ayağı kayıp düşüp beyin kanamasından gitmek gayet olasıdır.

    işte perdeli insanların halleri kısaca budur. ancak bu insanlar kesinlikle merhamete müstahak değillerdir; çünkü bu acaip hale kendi kendilerini düşürmüşlerdir. tıpkı don kişot gibi o düşmanları kendi çarpık zihinlerinde üretmişlerdir. gerçekte ortada düşman falan yoktur.

    hakikat ehli ise, "la havle ve la kuvvete illa billah" der; yani tüm varoluşu çekip çevirenin bizatihi allah olduğunu bilir. allah sonsuz hikmet, kudret, ilim sahibidir, her şeyi kuşatmıştır ve varoluşta kesinlilke tesadüfe, rastgeleliğe imkan bırakmamıştır.

    bela gelmez hak yazmayınca,
    hak yazmaz kul azmayınca.

    sözü onun düsturudur. bu çerçevede, gelen bela ve musibetleri dahi eğitim ve terbiye amaçlı görür.

    ölümden korkmaz; bilir ki sonsuz merhamet sahibi olan rabbi tam vakti geldiğinde onu alacaktır ve ecelin değişmesi mümkün değildir. ayrıca ölüm bir yok oluş, hiçlik, karanlık değil, iman sahipleri için bir istirahat, çok daha ferah bir aleme göçmektir.

    işte iman sahibi tüm varoluşun iplerini allah'a vermekle cümle korkularında kurtulur; müthiş bir emniyet hissine kavuşur. bu onu dengeli, rahat, komplekssiz yapar. kurttan kuşa, yılandan çiyana her mahlukatı, tabii hadiseleri dost gözlerle seyreder. sahte çözümlere yönelmek artık onun için gereksiz hale gelmiştir. aslı bulmuşken sahtesini ne yapsın?
199 entry daha
hesabın var mı? giriş yap