1393 entry daha
  • askerdeydim. kışın ortası. tüccarlarıyla ünlü boktan bir iç anadolu şehrinin rakımı en yüksek kışlasında, eski bir ermeni ruhban okulunun taştan duvarlarının arasında göt donduruyordum. disiplin subaylığında yazıcıydım. sabah yedi civarı. şubeye yeni gelmiştim. daha komutan yok ortada. benle beraber şubede görev yapan diğer 2 asker de içtimada. tek başıma bilgisayar karşısında yorgun bir şekilde oturuyordum. yetiştirilmesi gereken bir sürü yazışma var. onları halletmem gerek. gece 1-3 nöbet tutmuştum, uyuduğum süre maksimum 2 saattir. içim geçmiş oturduğum yerde. normalde çok dikkat ederdim. çünkü komutan sağı solu belli olmayan, arada sinir krizleri geçiren bir ruh hastası.

    rüyalarını hatırlayamayanlardanım. ama o gün gördüğüm rüyayı hiç unutmam. küçücük ama çok güzel bir koydayız. ben de küçücüğüm. 6 yaşında filan. yanımda rahmetli dedem var. bana yüzmeyi öğretiyor. su sıcacık ve berrak. gözümü suyun içinde açıyorum ama yanmıyor. etrafımızda dolaşan renkli balıkları izliyorum. öğrendin yüzmeyi seni bırakıcam kendi başına çok güzel yüzeceksin diyor. ben biraz daha sen yüzdür diyorum. kırmıyor. sonra beni bırakıyor. arkamı dönüyorum, yok. ağlamaya başlıyorum.

    gözümü açtığımda hüngür hüngür ağlıyordum. kafamı çevirmemle ruh hastası komutanı yanımda görmem bir oldu. “oğlum nöbet tutup uykusuz kalıyorsunuz, üstüne al şunu üşüme” deyip parkasını üzerime örttü. ağlamamla ilgili hiçbir şey söylemeyip odasına geçti (o çapta bir saykodan beklenmeyecek bir davranış). çekmeceden bir peçete bulup yüzümü gözümü sildim. bilgisayar açıktı zaten, ekran koruyucusu devreye girmişti. fareyi oynattım. gözüm sağ alt köşeye ilişti. dedemin ölüm yıl dönümüydü. şu hayatta tanıdığım en güzel insandı dedem. gidişi çok koymuştu. siktiğimin askerliği tarih algısını da almış benden. ama dedem o kış günü dağın tepesindeyken beni sıcacık denizde yüzdürdü. toprağı bol olsun.

    not: biliyorum olay doğaüstü değil, bilinçaltıyla ilgili. yine de yazmak istedim.
4713 entry daha
hesabın var mı? giriş yap