3 entry daha
  • ingiliz komedileri kadar dramlarının da ayrı bir değerlendirmeye sokulması gerektiğini gösteren dizilerden biri. emsalleri arasında izlediğim en gerçek iş diyebilirim. aslında tavsiye edebileceğim bir dizi değil ama sefil bir yaşamın sefil boyutlarını ve nedenlerini izlemeyi sevenler için iyi dizi. 20-25 dakikalık zaten 6 bölümden hop bitiyor.

    --- spoiler ---

    ablamızın ciddi bir tutturamamışlığı var. dizi ilerledikçe bizle kontağa geçtiği o akıllı, siklemez tavırlar yavaş yavaş erimeye başlıyor. kendisine ısınmaya başlanılan an da o anlar zaten.

    boo'nun ölümünü aşamamışlık vicdan sınıfına giren bir sorun olduğunun net bir habercisiydi. o yüzden yediği bok itibariyle beni şaşırtmadı. ancak travmatik meselelerin insan hayatında ne gibi etkiler yaratabileceği konusunda güzel bir yansıma izleniyor. tam bir fucked up vaziyeti.

    esas, kendini disappointing man olarak ifade eden adam vardı. fleabagle birlikte şu freak terapidelerken sigaralarını yakmış bu hayatta ne istediğini açıklıyordu. tam olarak ne istediği kısmı. oldukça basit, istemek eyleminin kullanılması bile komik kaçacak kadar düz bir hayata özlemini anlatıyordu. o kısım benim için çok başka bir andı hakketen. insan hayatında neleri özlüyor...

    "let's never ask anyone for anything. they don't get it." diyordu bir yerde ölü arkadaş. dizinin yalnızlığı biraz da buradan geliyor.

    hayırlısı.

    --- spoiler ---
1103 entry daha
hesabın var mı? giriş yap