6 entry daha
  • dinlerken, notaların küllerini insanın yüzüne savuran büyücü. çello koncertosunu, en mutlu anında bile dinlediğinde insan; kuytu bir ormana düşüyor. herşeye karşı korunmasız, toprağı eline alıyor ama toprak külden. bir orman cini gelmiş ve ne varsa yakıp gitmiş..belkide gitmemiş hala gizleniyor notaların içinde. işte o sırada çellolar şiddetle vuran dalgalara dönüşüyor.. ve insan bir bakıyor ki; kırmızı bir deniz fenerinin üstünde, eski yasların, yeni hüzünlerin geçit törenini izliyor. ve kapattığında gözlerini ıssız bahçedeki sandal, hiçbiryere gidemiyor gözlerin. o gözler ki ormanda küldendi, kırmızı bir deniz fenerinde yakamozdan şimdiyse yapayalnız bir sandal. dinlerken uykuya dalınca, elgar geliyor, elinde şarap..kadehlerin yarısı yanmış yarısı düşten. gözyaşlarımda var içinde diyor. nasıl gülüyoruz, arkada ağlayan çellolar. susan gözlerimiz, onlar hiç konuşmuyor. öpüyorum elgarı, kanıyor dudakları. elgar yanan çelloya dönüşüyor. keşke diyorum bestelemeseydin bunu. bunca yanan orman nasıl barışır külleriyle yeniden...sonra bir telefon geliyor; uyanıyor ve öğreniyorum: tüm cellolar direnişe geçmişler, elgar ağır yaralı!
17 entry daha
hesabın var mı? giriş yap