7 entry daha
  • hakkında bir çok eleştiri yapılmasına, yerin dibine sokulmasına rağmen eleştirenler tarafından bizzat kullanılıp "aman sakın kullanmayın" denilerek yeni nesillere aktarılan, şahsımca mazlum görüp sevdiğim yegane yabancı dil öğretim metodu. hakkında okuyup duyduğunuz çoğu şey doğrudur. fakat bunlardan bahsetmeden önce, grammar translation yönteminin ikamesi olan diğer öğretim metodlarıyla birlikte tersine bir yorumla başlayalım. özellikle 50'li yıllarda geliştirilmeye başlayan metod ve yaklaşımlarda, context kavramı öne çıkarılmaya başladı. davranışçı yaklaşımlar popülerliğini kaybederken, sahneye yapısal,duyuşsal... bir yığın yaklaşım çıktı. audio-lingual method, army method ve situational method; grammar translation'ın davranışçılıkla bezenmiş haliydi ve dil öğretimi sürekli tekrarlar (repetition, drills, chunks..) ile hemhal idi. sonrasında geliştirilen metod ve yaklaşımlarla birlikte, dil öğretimi hem daha öğrenci merkezli, hem de daha bağlamsal (contextual) olmaya başladı. community language learning (cll), communicative language, task-based approach, silent way... ve suggestopedia ile bu gelişim devam etmekte. (tabi suggestopedia ile işin cılkının çıkarıldığını anlıyoruz.) bu bağlamsal metod ve yaklaşımların ortak paydası "yapılar context içerisinde verildiğinde, öğrenen kişi çok daha çabuk anlamlandırıp işlevsel hale getiriyor."dur. ya da "bir şey ne kadar gerçeğe yakın, authentic, contextual ise o kadar daha iyi öğrenilir". evet maarif meselemiz en geniş hatlarıyla budur.

    bu son dönem yaklaşım ve metodları tüm bunları söylerken, ezbere sonuna kadar karşı çıkarak, öğrenciyi olabildiğince merkeze almaya çalışmaktadır. bununla birlikte grammar translation'a her önüne gelen fırça atıp durmaktadır. evet, öğrenciyi merkeze aldık, yapıları bağlamsal hale getirdik. (ingilizce örnek olarak kullanılacaktır.) peki, ingilizceyle daha önce hiç tanışmamış 6-10 yaşında bir çocuğa bu şekilde bir öğretim uyguladığınızda, sınıfınızda hiç ana dil kullanmadığınızda bu çocuk ingilizceyi öğrenecek mi? hem siz, hem öğrenci apışıp kalırsınız. bu gerçeği, çok kısık sesle de olsa son dönem yaklaşımlar söylemektedir. kısık sesle söyleniyor, çünkü dayandıkları temel noktanın en büyük eksikliği burada yatıyor. "çocuğa en başta birazcık da olsa -ezber- (rote learning-drills,chunks,repetitions..) lazım." bu gerçekle birlikte hakkında denmedik şey bırakılmayan grammar translation, biraz daha sevimli olmaya başlıyor. rote learning tabi ki çok iyi bir şey değil, ama yabancı dil öğrenme süreci ana dil ile aynı süreçleri içermediği için, beyine hazır bilgi lazım. direkt olarak "subject+verb+object" vermeyeceğiz ama ezber şart belli yerlerde. bu yeni yaklaşımların dayandığı temel nokta ise, bilindiği üzere bireyselcilik. öğretmeni sadece başı sıkıştığında bir rehber olarak gören öğrenci sağlıklı öğrenemez ve öğrencinin kitapla başbaşa bırakıldığı bir eğitim ancak ve ancak bugünkü gibi nesillerin yetişmesini sağlar. grammar translation method yetersizdir, kısa zamanda çok şey öğretir fakat onları kullanacak yeriniz olmayacaktır. 4 temel dil yeteneğinden belki sadece 2'sini edinebilirsiniz, konuşma ve dinleme yeteneğinizin gelişme imkanı yok denecek kadar azdır. nacizane tavsiyem, yıkıcı olmaktan ziyade yapıcı olmaktır. grammar translation gayet tabi geliştirilebilecek bir metoddur. körü körüne bir metod ve approach'a bağlanıp, zibilyon tane adamın enteresan laflarını sloganvari kullanmaktansa, öğrenciyi "öğrenci" öğretmeni "öğretmen" gibi gören, dili mümkün olan en bağlamsal şekilde öğretip bunu görsel, işitsel ve iletişimsel materyallerle zenginleştiren, sadece rote learning yapmayıp yeterli miktarda anlamlı bağlam ve içerikle dolu bir grammar translation method herkes için elzemdir.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap