• "1958 yılında istanbul'da doğdum. ailem suriyeli. samatya'ya yerleşmişler. çok zengin bir ailenin kızı değildim. çalışmam gerekiyordu, tezgahtarlık için bir triko mağazasına başvurdum. uzun boyluydum, gösterişliydim. mankenlik önerdiler, başladım. hoşuma da gitti bu iş. daha sonra müjdat saylav'la tanıştım, yönetmendi, böylece sinemaya geçtim. 27 yıllık sinemacıyım, lap diye gelmedim, çıplak olarak da gelmedim yani. emmanuel filmlerinden sonra açılmıştı film piyasası. yapımcılar da, bizim insanımız aç, biz de bizim oyuncuları soyalım, dediler. biz birkaç kişi böyle sırtladık sinemayı, bugünlere getirdik. ilk filmim 'hop dedik'. sonra 'kıbrıs'lı fedailer', 'rejisörün yatak odası'nı çevirdim."
    o dönemi anlatırken, "çok zor yıllardı, özgürlüğümüz elden gitmişti," diyor kaan. ardından sözlerini şöyle sürdürüyor: "paraya ihtiyacımız vardı, gidip bir yere sıfırdan başlayamazdık, adımız vardı. 100 - 150 bin lira kazanıyorduk en fazla, para yoktu yani. bu işin kaymağını yapımcılar yedi. tek başıma yürüyemiyordum. aaa, bak seks filmi artisti, sinema oyuncusu değil, seks yıldızı. itibarsızlık ve aşağılama, sanki külotsuz dolaşıyormuşum gibi bakışlar."
    hayatına "film icabı" değil, gerçekten giren erkeklerle de hüsranla bitti ilişkileri. birkaç tane başarısız evlilik geçti kayıtlara. ilk başlarda sandalyesini çekip içkisi getirenler, evlendiği futbolcu, sonra adanalı bir tüccar, zamanla hanım evinde otur demeye, basında çıplak fotoğraflarını görünce delirmeye başladı, tabii karaca kaan da. furyanın sonuna doğru artık dayanamayıp "imajını" değiştirdi. saçını siyaha boyadı, ankara'ya yerleşti, 1981 yılında sahneye çıkmaya başladı. "herkes bir yere dağıldı," diyor. "zerrin egeliler evlendi, bursa'da yaşıyor. zerrin doğan almanya'da, arzu paris'te. bir izdivaç yapıp ayrılmak da kolay değildi ki."
    milliyet gazetesinden
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap