14664 entry daha
  • büyük önder, canımız atatürk'ümüz hakkında bazı bilgiler, bilenlerin ufkunu tazeleyecek ve bilmeyenlerinkini 2 değil binlerce kez katlayacaktır.

    bu vesileyle, ruhu ş'ad olsun. sonsuza kadar yaşamaya devam edeceksin paşam....

    ----------------------------------------------------------------------------------------------------------
    * hiç yurtdışına cıkmadığını, bütün liderlerin onu türkiye de ziyarete geldiklerini,
    * atatürk'ün dünyada başöğretmen sıfatlı tek lider olduğunu,
    * bir geometri kitabı yazdığını. üçgen, açı, dikdörtgen gibi ve 48 tane geometri teriminin (türkçe) isim babasını bu yazdığı kitapla bizzat mustafa kemal olduğunu,
    * bir röportajda "milletler cemiyeti'ne üye olmayı düşünüyor musunuz?" diye sorulur, atatürk: "şartlarımızı koyarız, kabullerine bağlı. biz müracaat etmeyiz üye olmak için. davet gelirse düşünürüz". yasa değişir ve ilk davet edilen ülke biz oluruz
    * yıl 1938, general mcarthur´un en zor, en problemli, en buhranlı dönemi. birden çok sıkılır ve yanında duran yüz yirmiden fazla kişiye döner ve aynen şöyle der:
    "şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile mustafa kemal´i görmek için neler vermezdim"
    * yıl 1938, ata`nın ölümünde tahran gazetesinde yayınlanan bir şiir`den alıntı :
    "allah bir ülkeye yardım etmek isterse onun elinden tutmak isterse başına mustafa kemal gibi lider getirir"
    * kurtuluş savaşında rütbe alan bir çok kadın askerlerimiz var. ama dünya tarihine geçen tek bir üsteğmenimiz var; 700 erkek, 43 kadından oluşan bir müfrezenin reisliğine bizzat atatürk tarafından atanmış üsteğmen kara fatma
    * atatürk çiçeğinin adını, çiçeği bulan wanderbit üniversitesi profesörlerinden doktor kirk landin`in koyduğunu ve bu çiçeğin tüm dünyada bu isimle üretilip satıldığını,
    * yunan başkomutanı trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her cumhuriyet bayramında atina´daki türk büyükelçiliğine giderek, atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu,
    * "minber" adında bir gazete çıkarttığını ve 52 sayı yayımlanan gazetede ilk defa sansür kelimesi geçtiğini
    * yıl 1996, haiti cumhurbaşkanı vasiyetinde mezar taşına yazılmasını istediği metni bırakmıştır. diyor ki: "bütün ömrüm boyunca türkiye´nin lideri mustafa kemal atatürk´ü anlamış ve uygulamış olmaktan dolayı mutlu öldüm" ,
    * yıl 2005, amerika´nın en ünlü ekonomistlerinden birisi olan mr. johns`un önerisi "türkiye ekonomiyle savaşta bir tek atatürk´ ü örnek alsın yeter" dediğini

    ve atatürk :
    "milletimi şimdiye kadar söylediğim sözlerle ve hareketlerimle aldatmamış olmakla gurur duyuyorum."

    dipnot : bazı çokbilmişler "milletler cemiyeti değil birleşmiş milletler o ikisi farklı şeyler" diye ukalalık yapmışlar. açın biraz okuyun. doğrusu aynı yazıda belirttiğim gibi milletler cemiyetidir. zira birleşmiş milletler zaten 1945 de atatürk öldükten sonra kurulmuştur.

    yazıda geçen ve malesef kaynağını gösteremediğim "şehir efsanesi" haline gelmiş birkaç bilgiyi çıkarttım. "norveççede öyle bir tabir yok" gibi bilgi düzeltmek için hakaret ve küfürü tercih eden yazarların varlığına da ziyadesiyle üzüldüm. bu kadar mı düştünüz? bu kadar mı tahammülsüzsünüz?

    atatürk bizler için gökyüzünde bir yıldız kadar büyük ve yüce bir varlık. belki de tek zaafımız. onunla varız ve onsuz yok oluruz. efsanelere inanmak gibi onun için söylenen güzel şeylere inanır, ona edilen kötü sözlere anne babamıza edilenden daha fazla tepki gösteririz. doğamızda var bu. olmasından da gurur duyuyorum. norveççede "atatürk gibi düşünmek" gibi bir deyim olup olmaması, atatürk çiçeği v.b. gibi ispatlanamayacak şehir efsanelerini ispatlamak beni çok ilgilendirmiyor. dünyanın dört bir yanında dikilen atatürk heykellerini, ona bizim şu dönem yobazlarından daha fazla değer veren geçmiş ve gelecekteki dünya liderlerini ve onun yaptıklarını örnek alan ulusları biliyorum en azından.

    gönlüm "norveççede böyle bir deyim varmış" gibi bir şeye inanmaktan geçiyor ki internette birçok yerde lafı geçer. gerçekte böyle bir şey yoktur belki ama canhıraş bir çabayla "olmadığını ispatlayarak" övünmek değil var olduğunu duyunca mutlu olmaktır yaptığım. norveçliler öyle demiyormuş diye sevinmek ne oluyor. ümit zileli'nin bir yazısı da buna dahildir mesela aşağıda linkini verdim. doğrudur değildir bilmiyorum ama bunu yazdım diye de tek haneli ıq sahiplerince bin ton hakaret yedim buna şaşarım. insanları yanıltmak değil amacım. dünyanın sonunu getirecek bir hata da yapmadım. öyle ki bu deyim kim milyoner ister yarışmasında bile soru olarak sorulmuş bir zaman. adı üzerinde "şehir efsanesi"... varsın norveçliler demesin böyle bir lafı. ben "atatürk gibi" düşünmeyi hedef edinmişim. ötesi lafı-ı-güzaf.

    bizler atatürk'ün çocuklarıyız. biz olduğumuz sürece o da var olacak. onunla büyüdük, onunla yaşadık, çocuklarımızı onun ışığı ile büyütüp aktarıp bu dünyadan gideceğiz. içlerinde atatürk nefreti ile büyütülen ayrık otları ona atfedilen gerçek olmama ihtimali olan ufak detaylardan bile mağaralarından çıkarak çemkirmeye başlıyorlar. umurumuzda da değil.

    mesaj atarak beğenilerini bildiren herkese sonsuz teşekkürler. hakaretler ve küfürler edenlere de aynen iade ediyorum.

    http://www.cumhuriyet.com.tr/…gibi_dusunmek__.html#
    http://www.ataturkinkilaplari.com/…lgili-anisi.html
    http://www.ataturkunhayati.gen.tr/…er-cemiyeti.html
    http://tarihinizinde.com/ataturk-cicegi/
27099 entry daha
hesabın var mı? giriş yap