2 entry daha
  • ibretlik bir yapımdır. vakit kaybı olduğuna katılmıyorum zira herkesin bilinç eşiği aynı değildir. bu yapımı izleyebilecek bir çok genç insan var. din ve diğer türlü dogmatik yapıların ne kadar etkili ve yıkıcı olduklarını anlayabilmeleri için bu tür yapımlar izlemeleri gerekiyor. hele bizim gibi kitap okumanın bu kadar düşük olduğu ülkelerde tüketilmesi kolay yapımların dublajlı şekilde çoğalması çok önemli. sadece bill maher izleyerek bakış açısı edinemezsiniz.

    bu yapımda ateist bakış açısından ele alınmış diğer sarkastik yapımlarda güldüğüm kadar gülemedim. çünkü bu insanların çok kısa sürede nasıl değiştirildikleri ve ibadet adı altında nelere maruz kaldığını görünce içiniz burkuluyor. biyoloji ve kimya dersleri alması gerekirken isa hakkında şarkı türkü ezberleyen küçücük çocuklar var. eşek kadar insanların eşcinselliği hastalık olarak kabul etmesi hatta bunu parlamentoda yasa olarak tartışması gibi türlü çeşitli çılgınlıklar izliyorsunuz. belgesel yapınca nefret dolu mesajlar akıyor.

    uganda'da abd menşeeli misyoner yapıların halkı ne kadar etki altına aldığını anlıyorsunuz. abd içerisinde söyleyemeyecekleri sözleri veya yapamayacakları hareketleri bu ülkede nasıl serbestçe yaptıklarını görmek şok edici. halkın abd sevgisinden şiddetle faydalanıyorlar. bu belgesel üzerine bir kaç adet orta doğu temalı yapım izlerseniz dogmatik düşüncelerin geldikleri noktayı tartma fırsatınız olur. yapımın sonlarına doğru bir misyoner, tanrı starbucks'ı korusun esprisi yapıyor. aslında espri değil çok büyük bir sarkazm bu. bu firmalar sayesinde afrikada fink atabildiklerini ve onların destekleriyle büyüdüklerini vurguluyor. ayrıca misyonerlerin de şeytan değil kandırılmış birer maceraperest olduklarını idrak ediyorsunuz. beş yaşından beri kilisede eğitim almış çocukların 17-18 yaşlarında evlendirilerek afrika ülkelerine hizmet adıyla gönderilmeleri de ayrı bir drama.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap