1 entry daha
  • yirminci yüzyılın sanayileşme 'yabancılaşması' ve korku dominesi ile çatallaşan modern sanat akımlarında, dansta dahi klasik normların bozulduğu bir dönemin en önemli temsilcilerindendir loie fuller.

    fuller dönemine kadar süregelmiş saray/balo danslarının sabit koreografi ve geometrik düzeninden sıyrılarak; sahne kullanımı ve hiyerarşisini kökten değiştirmiş modern dans akımının henüz alevlendiği dönemde, her hareketinde havalanan ve havada muazzam şekiller oluşturan beyaz ipek elbisesine, renkleri sürekli değişen sahne ışıkları* vuruyor ve böylece sahnede durmaksızın değişken ve eşsiz formlar oluşturuyor. bu hareket ve değişkenlik, elbette bütün yirminci yüzyıl modern sanatında olduğu gibi, çağın sosyo-ekonomik şartlarını temel alan bir 'farklılaşma' felsefesine dayanıyor. farklılaşan toplum, değişken sosyal psikoloji ve 'sabitsizlik' ideası...

    bana bu entryi yazdıran ise, prag'ta mucha müzesinde gördüğüm ve favori ressamım olan alphonse mucha'nın, fuller için hazırladığı dans gösterisi afişi oldu. bu iki sevdiğim sanatçının birlikte iş yapmasına duyduğum sevinçten öte, stillerinin bu denli kesişiyor olduğunu düşünmeye başladım. sahi, art nouveau akımının dansa bir yansıması olabilir miydi? bunca kıvrak desenler, pastel renkler ve mistik fantezinin mucha resimlerindeki yansıması, fuller'in sahnedeki iz düşümü müydü yoksa? hiç beklenmedik bir anda karşıma çıkan bir gösteri afişiyle bunları düşünmek keyifli doğrusu.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap