• "bu kültür cinayetlerinin bilerek işlendiğini düşünüyorum artık. sanat, gelenekten geleceğe yürüyen bir süreçtir. binalar da bu geleneğin bir parçasıdır. ben beşevler'de sınava giren ilk devrenin öğrencisiyim. yıllarımız "burası ne ki? siz cebeci'yi görmediniz. carl ebert'in oyun çalıştığı, adnan saygun'un ders verdiği yerleri bilmiyorsunuz. yemekhane, orta bahçe, süs havuzu, yatakhaneler" gibi sözleri dinleyerek geçti. türk sanat camiası 48 yıllık evini kaybetmişti.
    beşevler çocukları olarak biz de cüneyt gökçer'in, asuman korad'ın, hikmet şimşek'in, ilhan baran'ın, necil kazım akses'in, nimet karatekin'in, yalçın davran'ın, muzaffer arkan'ın, muhsin canbolat'ın ve yitirdiğimiz ya da neyse ki hala hayatta olan daha nice ustaların ders verdiği, sohbet ettiği, bizi yaşama hazırladığı yerleri biliyoruz. bunun ne önemi mi var? eğer bir sanat okulundan daha önce bu kadar büyük ustalar geçtiyse, öğrenci bir gün kendinin de aynı noktalarda olabileceğine dair inanca sahip olur. işte sanat okulları ve kurumlarının geleneğini kırmak bu açıdan önemlidir. köksüzleştirirsiniz.
    école normale de musique, moskova konservatuvarı, cambridge, la scala, vb. bir.yerin taşındığını hayal edebiliyor musunuz? yüzyıllardır orada olmakla övünürler.
    biz önce "deprem" bahanesiyle yıkılan kız yurdu ve eş zamanlı kapatılan erkek yurdu binalarımızla, yurdun herhangi bir köşesinden gelip, güven içinde yatılı okuyarak aydınlık sanat insanı olabilecek nice küçücük çocuklarımızın şanslarını ellerinden aldık. kız yurdunun yerinde şimdi otomobiller yatıyor. şimdi şehrin dışında bir yerleşkeye taşınarak, ankara'nın merkez yaşamından tamamen koparılacak. aslında sanat atmosferi ankaralıların elinden alınıyor. 35 yıl geçtiği halde cebeci binamız "mamak belediyesi" olarak da, "kültür merkezi" (!) olarak da anılmıyor. orası hala konservatuvar. beşevler ne olacak"

    boğaçhan sözmen
hesabın var mı? giriş yap