9 entry daha
  • geçen gün robert glasper'a iki bilet düştü önüme... abimizi tanımam etmem, ama epeydir film ve müzik konusunda risk almadığımı ve yeni şeyler keşfetmediğimi fark ettim. gitmeye yeltendim.
    gençken -ilk gençlik, yirmiler yani- 30 kişilik bir listeden kimle gitmek istediğime karar vermenin zorluğuna söylenirken kızkardeşim aklıma bile gelmezdi.
    bu kez ilk aklıma gelen kızkardeşimle gitmekti. başka bir planı varmış. durdum, uzun uzun kimi davet etsem diye düşündüm. davet etmek istediğim üç arkadaşım vardı. üçü de şehir dışında yaşıyor... arkadaşsız bir anti-sosyal mi oldum diye bir an irkildim. hâlimden ne denli memnun olduğumu gayet iyi bildiğim için bu düşünce üzerinde pek durmadım.
    hem yemek yerim hem becerebilirsem teyzemi kandırırım diye teyzeme uğradım. yemeğin ardından çay, o kanepe ve sohbet öyle, öyle tatlıydı ki... ikinci bardak çayı almadan bir koşu leman kültür'e inip bir öğrenci masasına fırlatıp biletleri, "hâlâ yarım saatiniz var, siz gidin ve beni beklemeyin çünkü deneysel yeni müzikler keşfetmek için i m too old gençler" dedim. çok deneyip az yanılasınız inşallah diyerek hızla ikinci bardak çayıma, kanepeye ve teyzeme koştum.
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap