1 entry daha
  • kişinin bilmediği, öğrenmediği bir yabancı dilde birden konuşabilme, yazabilme, okuyup anlayabilme yeteneğinin belirmesine metapsychic'de verilen isimdir (xenoglossy).

    *1913 yılında fransız fizyolog charles richet tarafından keşfedilmiş, geliştirilmiştir ve isimlendirilmiştir.

    *ksenoglosi fenomenini yaşayan bazı kişilerde hiç kimsenin bilmediği, dil olduğundan dahi emin olunmayan dillerde konuşanlarda gözlenmiştir.

    bu duruma sahip kişiler ile ilgili iki türlü bir açıklama yapılmıştır;

    1. çeşitli deneyler sırasında veya birtakım koşulların bir araya gelmesiyle oluşan serbest hatırlamaların reenkarnasyonlar sırasında öğrenilmiş olan bilgiler ve diller olduğu.

    2. trans halindeki bir medyumun bedensiz bir ruhla irtibatı sırasında hiç bilmediği dillerde konuşabilmesi örnek gösterilerek açıklanmaya çalışılmıştır.

    fakat her iki açıklamanın da bilimle bağlantısız olmasından sebep george cutten 1927'de bu tecrübeyi yaşayanları; yetersiz zihinsel kapasiteye sahip, şizofrenik ve histerik kimseler olarak değerlendirmiştir.

    türkiye'de de bu tecrübeyi yaşayan kimseler bulunmaktadır.

    olay 1;

    1957 yılı başlarında izmir'de meydana gelen bir olayda, sinirsel rahatsızlık geçiren bir kişi tedavi görüp tamamen iyileştikten sonra türkçe yerine ne kendisinin ne de aile üyelerinin hiç bilmedikleri bir dil olan rumca konuşmaya başlamıştır. tıbbın çare bulamadığı bu duruma bir çare bulması için getirilen hocayı reddetmiş, hristiyan olduğunu ileri sürerek bir papaz getirilmesini istemiştir.

    olay 2;

    1961 yılında yine izmir'de ilginç bir ksenoglosi olayı daha ortaya çıkmıştır. olayla ilgili gazete haberinde şöyle deniyordu: "gülseren eken adında bir genç kız, türkçe'den başka hiçbir dil bilmediği halde geçirdiği bir şok sonunda altı yabancı dili konuşmaya başladı. fransızca, ingilizce, arapça, boşnakça, italyanca ve rumca konuşabiliyor." izmir'in gürçeşme ilçesinde oturan gülseren ingilizceyi tıpkı bir amerikalı gibi, fransızcayı parisli gibi ve türkçeyi ise yabancı şivesiyle ve zorlukla konuştuğuna tanık olunmuş. gülseren, oturduğu evin sahibiyle boşnakça, okutmak için götürdükleri hocayla arapça, yabancı dil bilen gazetecilerle rumca ve italyanca konuşurken söylenen her sözü anlamış, sanki ana dilini konuşuyormuş gibi sorulara rahatlıkla yanıt vermişti.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap