7 entry daha
  • mcdonagh kardeşlerin (john michael mcdonagh ve martin mcdonagh) filmlerini seviyorum. tarantino ve ritchie'nin izinden gidip eğlenceli, absürt, bol şiddetli, çok diyaloglu filmler yapıyorlar. war on everyone, michael mocdonagh'ın 3. filmi. daha önce calvary ve the guard filmlerini yazmış ve yönetmişti. war on everyone kendi filmlerinden ziyade kardeşi martin'in filmlerini (seven psychopaths, in bruges) hatırlatıyor. gene çenesi düşük, kahramandan ziyade anti-kahraman olan iki karakter merkezde (in bruges'da iki katil, seven psychopaths'te de pek çok anti-kahraman yer alıyor). gene bu iki karakter ortalığı epeyce karıştırıyor, bolca absürt olaya yer veriliyor, gene şiddet mizahla harmanlanıyor vs. filmi izlerken tarantino'nun, ritchie'nin ya da diğer mcdonagh'ın filmlerini hatırlamak mümkün ama ben 2016'da izlediğim the nice guys'ı hatırladım. iki film de benzer aslında.

    film eğlenceli. diyaloglar gene güldürüyor. michael'ın da, martin'in de kalemleri mizah açısından kuvvetli. ama biter bitmez, hatta bitmeden unutulan filmlerden war on everyone. bunun nedeni anlattığı öykünün sıradan olması. yukarıda yazdığım gibi bu öykünün benzerini nice guys'ta, tarantino'nun filmlerinde vs izlemiştik. kirli-buddy (dost) polisler teması da zaten 80'lere damgasını vurmuş bir tema. hatta bu filmin başrolü olan michael pena her yıl böyle bir film yapıyor. end of watch'ta da benzer bir roldeydi. chips'te karşımıza gene polis rolünde çıkacak. neyse, neticede iyi bir film değil. keyifli vakit geçirtiyor ama tarantino'nun filmleri kadar iyi olamamış. michael çıtayı düşürmüş. halbuki önceki filmi calvary kaliteliydi. martin de seven psychopaths'te çıtayı düşürmüştü. umarım iki kardeş ileride daha iyi filmler yaparlar.

    son not: alexander skarsgard'ı izlemek keyifliydi. ama en keyiflisi fazla görünmeyen tessa thompson.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap