2460 entry daha
  • bergama kralı 2. attalos'un emriyle kurulmuş şehir.
    efenim mö 100-150 yılları arasında bi tarihte bergama kralı attalos, askerlerine bir emir verir. kendisine dünyanın en güzel yerini göstermelerini söyler. attalos dünyanın en güzel yerine dünyanın en güzel şehrini kuracaktır çünkü.

    askerler uzun zaman dolaşırlar en sonunda geçilmez denen torosları geçerler ve bugünkü antalya'ya ulaşırlar ve kral attalos'a burayı göstermeye karar verirler. attalos burayı görünce direk aşık olmuşa döner. sonra derki "evet gerçekten dünyanın en güzel yeri burasıdır".

    nasıl aşık olmasın, aynı yerde hem falezler hem plajlar vardır burada. arkasını dönünce yemyeşil heybetli toroslar, hemen önünde masmavi akdeniz. batıya bakınca konyaaltı'nın seyrine doyum olmaz manzarası vardır. sıcacıktır burası. her yer orman, her yer palmiye doludur. toroslardan akan nehirler kıvrım kıvrım iner aşağıya en sonunda falezlerden şelale olur dökülür akdeniz'e. her yer kumdan plajdir burada.

    attalos buraya bir şehir kurar ve adına attalos'un yurdu anlamında "attalia" ismini verir. şehrin etrafını surlarla çevirir denizden tarafa ise bir liman yaptırır. bi şeyler eksiktir hala attalia'da, tabiki kurucunun heykeli eksiktir. attalos surların tek açık noktasına ise kendi heykelini diktirir. (yıl mö 1.yy.)

    attalos bununla yetinmez. kurduğu bu şehri tüm dünyaya tanıtır. öyle ki attalia'nın ünü avrupa'dan asya'ya, mısır'dan afrikaya yayılmıştır. attalos tüm dünyanın kurduğu şehri gelip görmesini ister. zamanla öyle de olur. aradan yıllar geçer attalos ölür ama kurduğu şehir attalia kalır.
    (attalos'un cenazesi'de antalya'da bı yerdedir ama halen bulunamamıştır)

    mö 24-25 yıllarında mısır kraliçesi kleopatra gelir bu şehre tatil için. attalia'da süt banyosu yapar denize girer. nitekim geri dönüşünden kısa süre sonra roma imparatoru ile girdiği savaşı kaybedip ölecektir ama bilmez bunu. işte kleopatra'nın denize girdiği bu plaj bu hala antalya'da kleopatra plajı ismiyle anılır.

    attalia gelişmeye devam eder. ms 2. yüzyılda düşmanlara karşı önlem almak için falezlerin üstüne bi kule yapılır. hatta o kadar sağlam yapılır ki bugün bile ayaktadır. (bkz: hıdırlık kulesi) resmi

    yıllar geçer üstünden koskoca roma imparatoru, o da duyar attalia diye bir şehrin ismini. imparator a öyle bir anlatırlar ki burayı imparator merak eder ve bir gün gelir antalya'ya. (ms 130 yılı) roma imparatoru hadrian'dır gelen. antalya, tarihinin en büyük misafirini ağırlayacaktır. imparator hadrian antalya'ya gelince anlarki gerçekten burası dünyanın en güzel yeridir. tam surların giriş kapısında söyler bu sözü. antalya'lılar gururludur. roma imparatorunun gelişi şerefine surların giriş kapısına bir anıt dikilir. işte o anıt bugün hala ayni yerinde antalya'nın en işlek caddesinde öylece duruyor. (bkz: hadrian kapısı)
    şurası resmi için tıklayınız.

    antalya'nın da bağlı bulunduğu pamfilya bölgesinin başkenti perge'dir o zamanlarda.fakat perge şehrinden zamanla attalia'ya yoğun göçler olacak ve perge zamanda tarih sahnesinden silinecektir. (perge bugün antalya havaalanı yakınlarında, aksu ilçesinde çok iyi korunmuş bir antik kenttir tramvayla gidip gezebilirsiniz) antalya'nın ise o dönemde özellikle sahil ticaretinde en büyük rakibi ise olimpos'ta bulunan phaselis kentiydi. fakat o kentte zamanla antalya'nın gerisine kaldı.
    (phaselis antik kenti bugün antalya'nın kemer ilçesindeki olimpos'ta yer alır. phaselis'te denize girilebilir guzel bir koya sahiptir)

    o kadar güzeldir ki attalia adeta cennetten bir parça. neyse arada yıllar geçer. yıl olur 1220. alaattin keykubat gözünü attalia'ya diker. alacaktır bu şehri adını da değiştirip türkçe bir isim koyacaktır. hatta ismini belirlemiştir bile alaattiniye. iki ay kuşatır antalya bölgesini önce bir beldeyi alır. ama illa isim verecek ya. işte fethettiği beldeye "alaattiniye" ismini verir. bu isim olur sana zamanla alanya.

    alanya'dan sonra attalia'ya da alınır alaattin keyhüsrev tarafından fakat oranın ismine dokunulmaz. ama attalia'ya bir cami yapmayı unutmaz. bugün o cami yivli minare olarak bilinir. o cami bugün hala antalya'nın cumhuriyet meydanının hemen orada duruyor işte.
    resmi şurada: tıklayın hükümdar keyhüsrev antalya'ya gelince anlar ki gerçekten de dünyanın en güzel şehridir burası.

    osmanlı zamanında ise pek bakan olmaz bu şehre. surların arasına bir iki cami yapılır o kadar. yapılan bu camilerden birisi muratpaşa camisi (ms1570) ise gördüğünüz üzere bugün hala ayaktadır. hatta antalya'nın merkez ilçelerinden birine ismini vermiştir. hatta bilenler bilir önünde tramvaylar durur.

    ha birde osmanlı pek bakmamış dedik ama saat kulesini unuttuk.
    1900'lerin hemen başında yapılmıştır antalya saat kulesi evet o da bugün ayakta. (bkz: antalya saat kulesi) resmigeldiysen cumhuriyet meydanına bak hemen orada duruyor. tam karşında. yanındada kale kapısı var. o da bir tarihi eser.

    neyse efenim gelelim yakın tarihe. daha 20. yüzyıla gelinceye kadar ismi attalia olarak telaffuz edildi. 1910'larda ise"adalya" olarak biliniyordu. cumhuriyetten sonra ismi kesin şeklini aldı antalya.

    milli mücadele döneminde ise çok şehit verir antalya. düzenli orduya çok katılım olur. ama şehri işgal eden italyanlara karşı direniş edilmez. çünkü italyanlar gelmiştir iyi davranmıştır masum halka. zaten olaysız terk ederler. hatta bugün ( söylentilere göre) antalya'da o meşhur konyaaltı caddesini de italyanlar yapmıştır ilk önce.
    caddenin resmi şurada: http://imgur.com/a/rapyf

    neyse 1931 yılı ilkbaharında ulu önder ziyarete gelir. önce aspendos sonra lara'yı gezer. antalya'lılar saygıda kusur etmez atasına karşı. antik limanda şu pankartla karşılar atasını antalyalılar. mustafa kemal paşa en sonunda konyaaltı varyanta gelir şu manzarayı http://imgur.com/epv283u görünce hayretler içinde kalır. ve tıpkı kendisinden önceki liderlerin söylediği gibi bir söz çıkar ağzından. şüphesiz ki antalya dünyanın en güzel şehridir. antalyalılar da çok sever bu sözü. şehrin burdur tarafından (kuzeyden) girişine dağın başında şelalenin hemen dibinde yazar bu söz.

    neyse efendim. bugün attalos'un kurduğu surlarla çevrili şehir bugün çok büyüdü. hatta surların dışına taştı. hatta surlarla çevrili yer sadece bugün antalya'nın bir mahallesi olarak kaldı. bugün kaleiçi olarak bilinir. ve coğrafi olarak antalya'nın tam merkezidir kalbidir. surların çoğu yıkıldı ama ayakta duran kısımları halen var. attalos'un heykeli bugün hala ayni yerinde duruyor. http://imgur.com/7mzfati (ama orjinali değil tabiki sadece bu kopyası) imparator hadrian şerefine yapılan hadrian kapısı da bugün ayakta. kaleçine girilen bir kapı görevi görüyor. yakın zamanda restorasyon gördü. allaattin keykubat'ın yaptırdığı yivli minare camiside yine kaleiçinde duruyor. antalyaspor'un simgesi oldu. osmanlı saat kulesi de hala sağlam. attalos zamanında yapılan antik liman da ise bugün birkaç balıkçı çalışıyor. ama genel olarak turizm amaçlı kullanılıyor. bu arada limanın resmini koymayı unuttum: antik limanın resmikaleiçi genel olarak turizme hizmet ediyor. ama kaleiçi bunlardan daha fazlası antalya'nın tam kalbi kaleiçi.

    antalya'ya yolunuz düşerse mutlaka kaleiçi'ne uğrayın. hatta şurada resmini gördüğünüz nostaljik tramvay vardır ona binin. çünkü bu tramvay kaleiçi deki tüm tarihi yerlerden geçer sizde izlersiniz. bu nostaljik tramvay yaklaşık 20 yıldır orada çalışıyor. zerdalilik'ten kalkar ışıklar caddesi, belediye, hadrian kapısı, kale kapısı, saat kulesi, cumhuriyet meydanı, konyaaltı caddesi, arkeoloji müzesi ve en sonunda akm'ye kadar gider. zaten ordan sonra iki adım atsan konyaaltı beach parka gidersin. akm'nin yanında ise akvaryum minicity, aktur lunapark, migros avm, aquapark ve antalya arena stadı var. hepsi nerdeyse dipdibe.

    ha unutmadan antalya'nin büyükşehir belediye binası ve valilik binası da kaleiçi'nde yer alan eski tarihi evlerde hizmet veriyor. antalya belediyesi öyle ankara'daki gibi gökdelende değil eski iki katlı bi konakta çalışıyor. belediyenin tam yanında ise atatürk'ün antalya'ya geldiğine kaldığı ev var. bugün müze olarak kullanıyor. oraya da mutlaka uğrayın.

    ayrıca burada anlattığım hikaye antalya şehir merkezinin kuruluş hikayesidir. ama aslında antalya tarihi çok daha eskilere dayanmaktadır. örneğin aspendos 2000 yıl kadar önce yapılmıştır. döşemealtı ilçesinde bulunan karain mağarası türkiye'de insanlığın ilk yerleşim merkezlerinden birisidir. karain'de bulunan buluntulardan mağarada yaklaşık 50 000 yıl önce insanların yaşadığı anlaşılmaktadır.

    neyse efenim güzeldir antalyamız. son dönemde özellikle ege illerinden çok göç aldı antalya. il nüfusu 3 milyona merkez nüfusu 2 milyona yaklaştı. düne kadar köy olan konyaaltı bugün birçok ilin nüfusundan daha kalabalık durumda. 3 tane raylı sistem hattı yetmedi belediye 2 tane hat daha yapıyor. eskiden şehir dışına çıkıp nefes almak istediğimizde lara'ya şelaleye giderdik. şimdi lara şehir merkezinin bi parçası oldu. şehrin bitişinde sanayi sitemiz vardı. şehrin tam ortasında kaldı. sonra yeşil akdeniz sanayi sitesini yaptık o da şehrin ortasında kaldı. şimdi çok uzağa bir sanayi daha yaptık onunla idare ediyoruz.

    20 yıl önce şehir varyanttan başlar, zerdalilik'te biterdi. şimdi konyaaltı ilçe oldu limandan başlayıp lara plajına kadar uzanıyor güzel şehrim antalya. ama yinede nüfus arttı bazı şeyleri kötü oldu ancak nüfus arttıkça cazibe merkezi haline geldi. aradığın her şey bulunuyor. her türlü etkinlik festival her şey var. ankara'da bulamayıp (yada yapamayıp) antalya'da yapabileceğin o kadar aktivite var ki. birde sıcaktır burası. kışın bile sıcaktır, yıl boyu üşümezsin üşütmez antalya. ama yazın da bir nemi vardır ki gece, gündüz, güneşli, gölge ayırt etmez bunaltır insanı. hemde 1 ay 3 ay değil nerdeyse yılın yarısı böyledir, kalan yarısı da ılık geçer.

    neyse efenim. güzeldir antalyamız. gelin görün pişman olmazsınız. atamında dediği gibi " hiç şüphesiz ki antalya dünyanın en güzel yeridir".

    edit: imla.
    edit: resimler eklendi.
6521 entry daha
hesabın var mı? giriş yap