7 entry daha
  • bertrand russell, the conquest of happiness isimli kitabında,demokrasi düşüncesinin özündeki nosyonun bu olduğunu söyler ki kanımca doğru bir noktaya parmak basmıştır.russell'ın düşüncelerinin ışığında şunları söylemek lazımdır:demokrasi,özünde eşitlikçi bir anlayıştır. rousseau'nun genel irade kavramıyla teorikleşen,20. yüzyılın gelişmeleriyle evrilen demokrasinin ,azınlıkların değerlerine saygı göstermeyi buyurmasının ardında, aslında demeye getirdiği azınlıkların da çoğunluktakilerle aynı haklara sahip olmasıdır. çünkü eşitlik olmazsa,haset doğar;daha az haklara sahip bireyler sadece kendilerinden üstün haklara sahip olanlara değil,sistemin kendisine nefret duyar. bunu engellemenin yegane yolu,hak dağılımını törpüleyip,herkesi hemen hemen eşit düzeye getirmektir.mesele bunun başarılıp başarılmadığı değil;demokrasinin bu amaca yönelik olup olmadığıdır ki,bu amaca yöneliktir.
    nietzsche,güçlü sesiyle sorar filozoflara " nedir bu eşitlik arayışınız?" diye. hasettir eşitlik arayışının nedeni. bu günahı etkisiz hale getirmektir. ama o zaman yeni bir soru doğar kaçınılmaz olarak:"neden insanlar haset duyuyorlar?". bu sorunun cevabını,yaradılış hikayelerine bulaşmadan bir gün bulacağız inşallah.ama şimdilik bu kadar.
133 entry daha
hesabın var mı? giriş yap