10 entry daha
  • nietzsche'nin 1 haftada 1888'de yazdığı ve 1889'da yayınlanan bir çok ünlü nietzsche aforizmasını bünyesinde bulunduran kitaptır. kişisel olarak en sevdiğim kısmı dostoyevski'ye övgüler sıraladığı kısımdır. bu tür büyük akılların başka bir büyük aklı onurlandırması ondan ve onun kendisine olan etkilerinden bahsetmesi ne zaman nerede karşıma çıkarsa çıksın beni her zaman etkilemiştir. son olarak kitabı okurken altını çizdiğim yerlerden birkaç tanesini paylaşmak istiyorum.

    ---politikacılar dışındaki insanların politika ile ilgilenmek zorunda kaldıkları tüm devletler kötü bir şekilde kurulmuştur ve bu politikacı bolluğundan dolayı yok olmayı hak eder.

    ---kişi eylemlerinin karşısında korkaklığa kapılmamalı! onları sonradan ortada bırakmamalı! vicdan azabı, yakışıksızdır!

    ---birlikte yürümek mi istersin? önden yürümek mi? yoksa kendi başına yürümek mi?... kişi bilmeli istediği şeyin ne olduğunu, ve onu istiyor olduğunu.

    ---"yüksek eğitim" ve çok sayı — en baştan çelişir birbiriyle. her yüksek eğitim yalnızca istisnaya aittir: böyle yüksek bir ayrıcalık hakkına sahip olmak için, ayrıcalıklı olmak gerekir. tüm büyük, tüm güzel şeyler asla herkesin ortak malı olamazlar: pulchrum est paucorum hominum.

    ---bir kurum asla ve hiçbir zaman bir aşırı tepki üzerine kurulmaz; evlilik, söylendiği gibi "aşk" üzerine "kurulmaz", — evlilik cinsel dürtü üzerine kurulur, mülkiyet dürtüsü üzerine (mülk olarak kadın ve çocuk), iktidar dürtüsü üzerine kurulur, bu dürtü ki sürekli olarak iktidarın en küçük birimini, ulaşılmış bir güç, nüfuz, zenginlik niceliğini fizyolojik açıdan da sabit tutmak için, uzun görevlere, yüzyıllar arasındaki içgüdü-dayanışmasına hazırlanmak için, çocuklara ve varislere gereksinen aileyi organize eder. bir kurum olarak evlilik en büyük, en kalıcı örgütlenme biçiminin olumlanmasını daha kendi içinde kavrar: toplumun kendisi, birbirine en uzak soylara varıncaya kadar, bir bütün olarak kendisine kefil olmadıkça, evliliğin hiçbir anlamı yoktur. — modern evlilik anlamını yitirdi, — dolayısıyla ortadan kaldırılıyor.

    ---dağlardan ya da denizin serüvenlerinden gelen doğal yapılı bir insanı zorunlu olarak bir suçluya yozlaştıran, toplumdur; bizim uysal, ortalama, yontulmuş toplumumuz. ya da hemen hemen zorunlu olarak: çünkü, böyle bir insanın toplumdan daha güçlü çıktığı örnekler vardır: korsikalı napolyon en ünlü örnektir. burada var olan sorun için dostoyevski'nin tanıklığı önem taşıyor — yeri gelmişken, dostoyevski kendisinde öğrenecek bir şeyler bulduğum biricik psikologdur: yaşamımın en güzel şanslarından biridir.

    eğer paragrafından ayırdığım için anlam kaybına uğrayan alıntı varsa kusurum affola.
22 entry daha
hesabın var mı? giriş yap