15842 entry daha
  • (bkz: şema terapi)

    *sürekli size soğuk davranan kişilerle mi ilişkiler yaşıyorsunuz?
    en yakın hissettiğiniz kişilerin bile sizi umursamadığını ya da yeterince
    anlamadığını mı düşünüyorsunuz?

    *aslında bir şekilde kusurlu olduğunuzu ve sizi gerçekten tanıyan birinin
    sizi sevip kabullenmesinin olasılıklı olmadığını mı düşünüyorsunuz?

    *başkalarının ihtiyaçlarını kendinizinkilerden önde mi tutuyorsunuz?
    böylece ihtiyaçlarınız hiç karşılanmıyor mu- hatta ihtiyaçlarınızın
    neler olduğunu bile bilmiyor musunuz?

    *başınıza korkunç bir şey gelebileceğinden-ciddi olmayan bir boğaz ağrısının
    bile ciddi bir hastalığın belirtisi olabileceğinden mi korkuyorsunuz?

    *çevrenizden ne kadar takdir ve onay alırsanız alın, hala bunu aslında
    haketmediğinizi düşünüyor ve kendinizi mutsuz mu hissediyorsunuz?

    biz bu kalıplara şema diyoruz.

    psikanalitik psikoterapinin varsayımlarından bir tanesi, çocukluk acılarımızı tekrarlayıp durduğumuzdur. freud buna tekrarlama zorlantısı adını vermiştir. alkolik bir kişinin çocuğu bir alkolikle evlenir. taciz edilen çocuk ya bunu tekrar eden biri ile evlenir ya da kendisi istismar eden yetişkin olur.

    bilişsel terapinin temel sınavı yaşamımızdaki düşünce şeklimizin (bilişler) hissettiklerimize (duygular) yön verdiğidir. duygusal sorunları olan kişiler gerçekleri çarpıtma eğilimindedirler. şemalar, belli durumları abartılmış, çarpıtılmış şekillerde değerlendirmemize neden olurlar. bilişsel düğmelerimize basarlar.

    şema, bir örüntü veya temadır; çocuklukta başlar ve yaşam boyu tekrar eder. tema, terk edilme ve güvensizlik veya duygusal yoksunluk veya diğer herhangi bir şema olabilir. sonuç olarak ortaya çıkan şudur: yetişkin olarak, çocukluğumuzda bize en çok zarar veren durumları tekrardan yaratmayı başarıyoruz. bir şema özyıkıcıdır. hastalar tıpkı 'ışıkta yanan bir pervane' gibi şemaların tetiklediği durumlara doğru çekilirler. bir şema bizim kendilik algımıza, sağlığımıza, diğerleri ile olan ilişkimize, işimize, mutluluğumuza, ruh durumlarımıza zarar verir. hayatımızın her yönüne dokunur. şemalar hayatta kalmak için çok savaş verirler. bunu sürdürmek için güçlü bir itilme hissederiz. biz şemayı biliriz. acı verse bile rahat ve tanıdıktır. bu yüzden değiştirmesi çok zordur. ayrıca şemalar genellikle çocukken yaşadığımız aileye uyum sağlayabilmemiz için gelişmiştir. belki bu örüntüler biz çocukken gerçekçiydi; ancak artık yararlı bir amaca hizmet etmeseler bile bizim onları sürdürmeye devam etmemiz sorunun kendisidir.

    çevremizdeki en önemli etken ailemizdir. daha geniş kapsamda aile ortamımız erken dönem dünyamızın şekillendiricisidir. biz bir şemayı görselleştirdiğimiz zaman, neredeyse her zaman çocukken içinde yaşadığımız ailemizden bir dramayı canlandırıyoruzdur.

    kaynak
25956 entry daha
hesabın var mı? giriş yap