2 entry daha
  • tümevarım (bkz: endüksiyon) yönteminde bir öndeyi’nin ardından ‘varsayım’la sonuc doğrulanabilir. bu yöntem formal bilimler için tutarlı bir öndeyinin varsayımlar yardımıyla doğrulanması olarak gayet olumlu sonuçlar ortaya koyar ancak sosyal bilimlerde son derece de yanıltıcıdır.

    hipotetik- dedüktif yöntemin oluşmasında da endüksiyon yönteminin genel geçer olup olmadığı sorusu vardır. sosyal bilimlerde endüksiyon yöntemi kolayca yanlış sonuçlara varılmasına neden olabilir ki misal;

    'tüm balıkların suda yaşar'
    hipotezimizi destekleyecek gözlemler ;
    'levrek bir balıktır suda yaşar' , 'lüfer bir balıktır suda yaşar', 'hamsi bir balıktır suda yaşar'

    sonuç = 'tüm balıklar suda yaşar'

    'tüm kuşlar uçar' savı için, devekuşu veya tavuğu genellemeye ulaşırken seçtiğimiz örnekler arasına almadığımız sürece endüktif yaklaşım bizi yanlış bir genel-geçer sonuca "tüm kuşlar uçar" a ulaştıracaktır ki ulaştığımız sonuç yanlıştır, devekuşu ve tavuk uçmayan kuşlardır.

    bilim felsefesi buradaki sorunu aşmanın iki yolu olduğunu buyurur; birincisi önsel (akıl yoluyla öne sürülen, tatbiki yapılmamış) hipotezimizin geçerlilik sınırlarını daraltmak. yani hipotezimize sınır koyarak (bkz: demarcation) bazı olguları hipotezimizin kapsamı dışında bırakmaktır. (a) “devekuşu, tavuk dışında tüm kuşlar uçar”. hipotezimiz bu haliyle bilimsel ve genel-geçer bir içeriğe kavuşmuş olur. ancak çoğu durumda hipotezlerin geçerlilik sınırlarını belirlemek güçtür.

    sorunu aşmanın diğer bir yolu da hipotezi doğrulamaya çalışmak yerine yanlışlamaya çalışmaktır (bkz: popper). tüm kuşlar uçar hipotezini yanlışlama çabası içerisinde bir arayışa girildiği zaman devekuşu örneğine ulaşılabilinir. yanlışlayan bir örneği bulduktan sonra yapılması gereken, yardımcı hipotezler aracılığıyla hipotezin içeriğini mümkün olduğunca genişletmektir. burada yardımcı hipotez “tavuk/devekuşu kuştur, uçmaz” olabilir. bunu tüm yanlışlayıcı örnekler için yapar, ve bunları esas hipotezimize dahil edersek sonunda yine (a) genel-geçer hipotezine ulaşabiliriz.

    sonuç olarak; pozitif bilimin dayandığı, doğada gözlemlenen düzenli-nedensel ilişkilerin ilerde de geçerli olacağı (yani geleceğin aşağı yukarı tahmin edilebileceği) ilkesinin dayandığı tümevarım ilkesi, mantıksal ve psikolojik bir yanılsamadır. (birmilyonbirinci kuğunun beyaz olup olacağı kanısı gibi)

    tümevarımsal genellemeler eldeki kanıtlara dayanır ve bu yöntem bilime temel olamaz. kaldı ki buna karşı ileri sürülen matematiksel olasılık (bkz: probabilite) bile bilimsel bilgiyi doğrulamaz. popper’in ileri sürdüğü yanlışlama ilkesi de aynı sakıncaları bünyesinde bulundurmaktadır. sonuç değişmeyecektir.
11 entry daha
hesabın var mı? giriş yap