2 entry daha
  • tembelliği o üstüste dizilmiş harita metod defterlerine, kilo kilo a4 kağıtlarına ya da spiral notbuklara sayfa sayfa "hoca cümleleri" yazmamak olarak algılayan şartlanmış bünyeleri hayli şaşırtan bir eylemdir bu tabi ki.

    halbu ki üniversite okuyan her türk genci eblekleşmiş ve çürümüş bu saçmasapan sistem içinde bol bol kulağına çalınan o latin harflerini not tutmalıdır. vize-final dönemlerinde "işte şimdi kendimi ispatlamanın zamanı! gelin bakalım alın alabiliyorsanız notlarımı." diye anlamsızca bir hırs yapıp sanal egolarını tatmin etmelidir. at gözlüklerini üniversitenin ilk gününden takmalı, dört sene sonra da çıkarmalıdır. ne de olsa memlekette onu bekleyen anne babaları "yavrumuz okul okuyor. doktor çığacak, müyendis çığacak" diyip parmaklarını kemirmektedir. dört sene sonra "işte bölüm birincisi olarak mezun oldum!" demenin egoya verdiği katkı akılalmazdır. ne de olsa üniversite denen olgu, hayatın bir bölümünü adaklık koç gibi kurban edip ders çalışa çalışa şapşal olmaktan geçmektedir.

    üniversite okurken aynı anda ekmek derdine düşüp çalışanlar mı? normal hayatlarına devam edip üniversiteyi bir amaç değil de "ne de olsa bitecek" rahatlığında bir araca dönüştürenler mi? hocanın müfredat gereği "okuyun" dediği o kolun kaldıramayacağı kadar ağır kitapları okumak yerine kendi gelişimi için kendi seçtiği kitapları okuyanlar mı? geçiniz efendim.. tembeller işte.. taksim'de asmak lazım gelir bunları, bak bi daha yapıyorlar mı?

    (bkz: delirttiniz lan beni)
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap