4 entry daha
  • beni hüzünlere boğan bir nesil.

    eski fotoğraflara bakıyorduk yeğenimle. 15 yaşındaki minnoş da gülüp duruyordu. neymiş efendim, eskiden bıyıklıymışım. evet ergenliğimi kaşım bıyığım birbirine girmiş bir kız olarak geçirdim napiim. sevgili annem bıyığımı almama izin vermiyordu çünkü.

    neyse sonra eski bir kutu çıktı, içinden de kasetler. hadi dedim, dedenden kasetçalar isteyelim de şunlara kaydetmiş olabileceğim saçmalıkları dinleyelim biraz. sonra kasetçaları bulduk çıkardık bir dolabın derinliklerinden. yeğenim hayretler içinde kaldı. "senelerdir hala nasıl çalışabiliyor???" falan oldu. haklı garibim, iki senede bozulup giden elektronik aletler devrinde doğdu sonuçta.

    onu başa sar, şunu dinle, kalem-kaset ilişkisini açıkla derken 1996 yılına ait bir ses kaydımı bulduk. tarihten eminim çünkü bizim evde adet olduğu üzere kayıt yapılırken mutlaka gün-ay-yıl söylenirdi. ben de tarihi söyleyip başlamışım şarkılara türkülere. yeni öğrendiğim okuma yazmayla hava atmak için midir nedir bilinmez, ne kadar şiir, fıkra, tekerleme varsa hepsini okuyorum. arada da haşur huşur kitap dergi sesleri geliyor, annem arkadan bana seslenip güzelim yayınımın içine ediyor. sonra bilmece sormaya başlıyorum. bu arada ben-söz konusu kaydı dinleyen şimdiki ben- de bilmeceyi yanıtlamaya çalıştım. bunun üzerine yeğenim gülüp beni şizofren olmakla suçladı.

    sorarım size: insanın 1996 yılındaki kendisiyle muhabbet etmek istemesi şizofreni midir?

    1996'da bile süpermişim işte. canım kendim.
hesabın var mı? giriş yap