29 entry daha
  • orduevi denilen yerlerin subay astsubaylara hizmet dışında diğer bir amacı, şehir içi karakolu ve kontrol noktası konumunda olmalarıdır. o saçlarınızı kesen, fön çeken, pasta kesen askerabiler emir geldiği anda beş dakkada tam teçhizatlı ve silahlı bir şekilde kapı önüne dizilebilecek şekilde organize edilmişlerdir. gerçi yemek yapmaktan tabak taşımaktan o silahları kullanmayı hatırlayabilirler mi tartışılır, fakat hepsine yetecek kadar teçhizat cephanelikte gani gani mevcuttur. bu yüzden askeriyenin "orduevleri kapatılsın sivil olsun çok para harcıyorlar v.s." feryatlarını pek ipleyeceğini zannetmiyorum.

    bir diğer konu ise orduevlerinin, demirbaş yatırımları dışında, ekonomik olarak kendi kendini döndürmek zorunda olduğudur. yenilen içilen şeylerin sübvanse edilmesi gibi bir durum yoktur. misal mercimek çorbası, bir tencere çorbada kullanılan malzeme ve tahmini yakıt giderinin üzerine sadece %10 gibi bir rakam eklerseniz, orduevinde ne kadar ucuz olduğunu değil diğer lokantalarda ne kadar pahalı olduğunu görebilirsiniz (tabii orduevinin işçi, kira, elektrik v.s. dertleri yoktur). malzeme fiyatları şehirden şehire değiştiğinden, üst rütbeli bir subayın, orduevi komutanına "binbaşım bu portakal suyu niye bu kadar pahalı, filanca orduevinde yarı fiyatına içtim!" şeklinde fırça kaymasına neden olabilir. bu da direk satınalmada görevli askerlere sirayet eder*, onlar da pazarlıkla civar esnafı canından bezdirirler. fakat orduevi komutanı, o fırçanın acısını demirbaş yatırımı yapılırken çıkartır mı, tamamen kendi vicdanına ve ahlak anlayışına kalmıştır.

    özellikle yoğunluk yaşanan günlerde***garsonlar bir şekilde hesabı kaçırabilir. böyle durumlarda garson barmene, barmen kilere, kiler lokantaya, lokanta garsona geçirir, bir şekilde hesap tutana kadar bu döngü devam eder durur, yeter ki komutana giden hesap düzgün olsun. orduevlerinde ay sonu stok sayımları son derece sakat geçer. örneğin, eğer barmen içtiği biraları garsonlara geçirememişse beş gün beş gece dayak yeme ihtimali vardır. ama eğer barmen torpilliyse "oğlum evladım bir daha yapma canım!" diye olay geçiştirilebilir.

    sanılanın aksine bazı orduevleri gelir arttırmak için halka yiyecek satışı yapabilmektedir. halk çılgın atarak ucuz baklavaları dondurmaları kapışırken, olan civardaki esnafa olur. o yüzden orduevlerinin yakınlarındaki dükkanlar, bu askeri kurumların halka satış yapmamasını tercih ederler.

    eğer orduevlerinde odalarda uyuklayan askerabilerle karşılaşırsanız mazur görün, muhtemelen geceyarısına kadar çalışmış, sonra nöbet tutmuş, sonra da sabahın köründe kaldırılmıştır, gün sayıyordur, isyanlardadır.

    edit: 1993 sivas katliamında polis ve askeri birliklerin basiretsizlik yüzünden kalabalığı kontrol edememeleri ve otelin yanmaya başlamasından sonra, kana doymayan kalabalığın, valilik binasında kısılmış valiyi linç etmelerini engelleyen orduevi askeri olmuş. terzi, berber, asçı vs. askerlerden oluşan bir avuç yedek birlik havaya ateş ederek kalabalığı yarmış, binayı saran topluluğun dağılmasını sağlayarak olaylara son vermiş. bu da cumhuriyet tarihinin en önemli olaylarından birine ilişkin enteresan bir detay. 6000 kişilik asker mevcudu ve çevre illerden gelenlerle beraber bir dünya polis olayları izlemekle yetinirken, terziler, berberler..
    (bkz: sivas 93)
267 entry daha
hesabın var mı? giriş yap