86 entry daha
  • bu olayı ne abim ne ben başarabildik. her deneme hüsran, her deneme büyük acılar.

    baba kişisi aşırı agresif. kıbrıs barış harektında yaralandıktan sonra gazi ünvanını alarak anayurda dönüş yapıyor. hemen peşine yaşadığı ilde iç çatışmalar başlıyor ve babam kesinlikle bu kavganın tarafı olmalı. (bkz: çorum olayları) çok dayak yiyor, çok dayak atıyor. bize söylemese bile sanırım bıçaklama mevzuları falanda var.

    velhasıl kelam babam aradan yıllar geçse bile psikolojisini düzeltemez, öfkesini kontrol edemez.
    gel zaman git zaman abim büyür lise çağına gelir. yemek masası kurulur, menüde karnıbahar vardır. abi kişisi karnıbaharı sevmez. ama yemem demek güven, özveri, tecrübe ister. ve bunların hepsi kendisinde mevcuttur.

    ve yiğidim, aslanım, abim "ben karnıbahar sevmiyorum, yemek falan yemeyeceğim!" der.
    "`bu ne cesarettir yarabbi! seni tanımak istiyorum yiğidim beni mutlaka ara`" nidalarıyla baba kişisi içi karnıbahar dolu olan tencereyi abimin başından aşağı boca eder. hırsını alamaz masanın yerini ve yönünü tek hamleyle değiştirir. evde ölüm sessizliği. annem "ben bu duvarları nasıl temizleyeceğim" diye düşünür. abim kaynar karnıbahar tenceresini tüm vücudunda hissetmesine rağmen dik durur ağlamaz. baba kişisi söylene söylene oturma odasına geçer. ben de bir şey olmamışçasına kafama göre takılırım.

    ama bu olay bana ders olur ve babamın sevdiği yemekleri severim. yani seve seve sevdirir bize. nazımızı çilemizi sadece garip anamız çeker.

    gelen mesajlar üzerine edit: babam cocuklugundan beri ekmek kavgasında. hâlâ bazen çok sinirlendiği olur ama ne olursa olsun bizim için hayatini adadı ve gururumuzdur kendisi.
187 entry daha
hesabın var mı? giriş yap