7 entry daha
  • dün gece gördüğüm, senaryosu ve işlenişi ile sinema eleştirmenlerini bile dumura uğratacak başarıdaki rüyam da bu katagoriye girmektedir.

    gökyüzünde yeşil bir adacık gözükmektedir. rüyanın başlarında bunun ne olduğunu anlamaya çalışan karakterimiz, başta bunun bir gezegen olduğu düşünür. ve incelemeye başlar. bu yeşilliğin içinde ağaçlar, ara ara boşluklarda toprağın görünmesine rağmen müthiş bir yeşillikte rüzgarda savrulan çimenleri görmektedir. gökyüzünde cenneti andıran bu kara parçasının yuvarlak olmadığını ve çok yakın olduğunu fark eden kahramanımız bunun bir gezegen olmadığını anlar. ve uzun uzun inceler. ancak bu bir tuzaktır. bu uzaylıların kendilerini gizlemek için yaptıkları bir numaradır. ardından karakterimiz nasıl oluyorsa 3 kişiyi aynı anda yaşamaya başlar. biri bayan 3 kişinin gözünden olayları değerlendirmekte ve sözkonusu durumu tartışmaya başlamıştır. ilk ortaya çıkan karakter bunu 3 gündür gözlediğini anlatır diğer iki karaktere. ardından uzaylılar birinci karakterimizi kaçırır. diğer iki karakter ise bir başka uzay gemisinde kaçırılan karakter ile iletişime geçer. uzaylıların niyetlerini telsize benzeyen iletişim aracı ile iki uzay gemisinin içinde tartışmaya başlarlar. ancak rüyayı esas fantastik yapan ise kim konuşuyorsa rüyayı gören kişi herşeyi onun gözünden görmektedir, ve onun hisleriyle hissetmektedir. tıpkı bir film gibi sözlüğe anlatılamayacak bir çok dumur olayın yaşanmasının ardından carpenoctem kahvaltı etmesi için uyandırılır. rüyanın sonunu merak etmektedir. ilginç bir tecrübedir. carpenoctem sonunda kafayı yemiş midir? belki de...
167 entry daha
hesabın var mı? giriş yap