12 entry daha
  • dünyâya yönelik (insanların idraken erişebileceği) son realite bilgilerini de ihtiva eden, 1959 yılında derlenip hazır hâle getirilmiş ve 2013 nisan ayında yayımlanmış, o zamana dek daktilo ile dikte edilen nüshaları banka ve noter kasalarında saklanmış; vakti geldiği için insanlığa sunulmuş olan kitap.

    ***

    ilgili kitabın giriş/girizgâh/takdim yazısı:

    “bu kitap etrafımızda gördüğümüz, hissettiğimiz, yarım olarak tabiat diye adlandırdığımız ahengin bir parçasıdır. kâinatımızda, tekâmül diye adlandırabildiğimiz o nûrlu yolun, insanların bilgilerine olan bir köprüsüdür. insanın dar bir madde hayatını, geniş ve idrakli olan ileri bir safhaya bağlayan biricik yoldur. bu ne bizim, ne siz insanların, ne de hiçbir kimsenindir. bu, ilâhî nizamın, insanlara bir hediyesidir. yâni tabiattan bir parçadır.

    bu kitap, ünite dediğimiz idrak vahdetinden, insanların tekâmül ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde, vazifelileri tarafından dünyâya verilmiştir.”

    mukadderat yolcuları

    (okunması gereken kitaplar/#68560194)

    ***

    ilâhî nizam ve kâinat kitabını (orijinal tıpkıbasımı) okumak için buraya tıklayınız (tavsiye).
    alternatif / mübâdil bağlantı (google drive · pdf)

    ilâhî nizam ve kâinat kitabının günümüz türkçesi adaptasyonunu okumak için buraya tıklayınız (orijinal tıpkıbasımı okumanızı tavsiye ederim).

    ***

    eserde yer alan bâzı konular

    • insan nedir? insanın ölümü nedir? insan öldükten sonra ne olur? #67649208

    spatyom/#67677916

    kürevî/idrakî zaman

    vicdan düalitesi

    teşevvüş devri

    yıl 2059 dünyâ devre sonu ve kıyâmet süreci

    uyku ve rüyâ mekanizmalarının izahatı

    kâinatlar ve rûh

    ayrıca bkz.: ilâhî nizam ve kâinat/#98237034

    ***

    karanlık madde, düalite ile tesir oluşturma, küresel ısınma (neden, niçin), atomaltı parçacıklar, hidrojen atomunun oluşumundan önceki karanlık safha, maddenin yalnızca belli bir gelişme aralığını biliyor ve algılıyor oluşumuz, katastrofik dönemler ve sebepleri, sistemlerin (gezegen [deprem, sel, …], insan, …) dengesinin bozulmasıyla elde edilen inkişaflar, içinde bulunduğumuz kainattaki (madde kainatı) her şeyin madde olduğu yani madde cevheri dışı hiçbir durumun olmadığı gerçeği, insanların madde kainatının hidrojen alemi safhasında olması, sonsuz farklı cevherde kainatlar, ünite vahdeti, vahdet-i vücut diye bir şeyin olmaması, reenkarnasyon ve bu kavramın eksik kaldığı durumlar, otomatizma, yarı-idrak, idrak, idrak arttıkça hürriyetin de artması, şuur, şuurüstü, şuuraltı, şuurdışı, rüya görmemizin ardında yatan sebep ve mekanizmalar, uyku mekanizması ve ne işe yaradığı, ölümün anlamı, spatyom, teşevvüş, tekamül ve ihtiyaç sembolü, icaplar, asli icaplar, asli prensipler, zamanın ve dolayısıyla mekanın idrakin kapsamı ile bir yürümesi, geçmişte neden dinler vardı/kuruldu, hangi amaçları yerine getirdi, bize hangi bilgilere hazırlayıcı ön bilgileri sundu, cennet-cehennem, nuh tufanı ve kıyamet gibi sembolik bilgilerin ardında yatan bilgilerin sembolsüz bire bir ifadelerle açıklanması, yarı süptil alem ve onun imkanları, süptil-vazife planı, … 50 yıl içerisinde bizleri neler bekliyor, dünyanın bir devresinin daha sonu, kısaca: dünya için son realite bilgileri…

    ***

    eserin yayımlandığı tarihten (nisan, 2013) 54 yıl önce (1959) derlendiğinin kanıtı olarak: https://drive.google.com/…jc0wcvm9qel9xvevqvfe/view

    milliyet gazetesi · 19.02.1960 (bedri ruhselman’ın ölümünden bir gün sonra)
    kaynak: gazetearsivi.milliyet.com.tr (http://gazetearsivi.milliyet.com.tr/…an&isadv=false)

    resmi görüntüleyemenler için haberi yazı formatında da ilâve edeyim:

    “ispritizmacı bedri ruhselman vefat etti

    metapsişist ve ispritizmacı doktor bedri ruhselman dün harbiyedeki evinde bir kalb krizi neticesinde vefat etmiştir. dahili hastalıklar mütehassısı olan ruhselman kendisini metapsişik ilmine ve ruhlar alemine vakfetmiş, bu konuda bir çok kitap da yazarak, memleketimizde şöhret yapmıştı.

    64 yaşında ölen ruhselman, ölümünü 3-4 ay evvel hissetmiş ve araştırmalarıyla ilgili bütün notlarını yakmış, hazırladığı bir kitabı da ölümünden sonra neşredilmek üzere notere tevdi etmişti.
    ölümünden evvel «işim bitti, allahaısmarladık!» diyen ruhselman prag konservatuarı keman bölümü mezunu olup aynı zamanda iyi bir violonist idi.” — milliyet gazetesi · 19.02.1960

    ***

    ayrıca bkz.:
    1. https://www.facebook.com/…permalink/635131863221197

    yukarıdaki adreste yer alan yazıdan bir alıntı:

    kitap, insanlığın mukadderatı ve tekamül hamlesi sağlamasını temine yarayan çok kıymetli açık bilgileri ihtiva etmektedir. bu bilgiler, doğrudan doğruya ilahi yüksek ruhi planın (önder planı) insanlığa tebliğ ettiği bilgiler olup, medyum (attila güyer) vasıtasıyla ve bedri beyin derleyişiyle ortaya çıkarılmış ve insanlığın istifadesine sunulmuştur.

    kitap, -hacim itibarıyla orta boyda bir kitap olarak düşünülecek olursa- takriben 350 sahifelik bir hacmi işgal edeceği tahmin edilmektedir.

    kitabın derlenişi konusunda yaptığı açıklamalarla bu noktayı aydınlığa kavuşturan sayın dostum attila güyer, bu konuda ezcümle şunları söylemektedir:

    “kitaptaki bilgiler, benim aracılığım ile ‘önder’ ismi verilen yüksek idareci bir plan tarafından verildi. bu verilen tebliğlerin bedri bey tarafından önce anlaşılmasına yardım edildi. sualler sorulmasına izin verildi. yapılan açıklamalarla konular vuzuha eriştirildi. konunun planı verildi ve bu plan gereğince bedri beyin konuyu kaleme alması sağlandı. kaleme alınan bölümler plana okundu ve tasvibi alındı. böylece derleme faaliyeti tamamlandı.”

    sayın attila güyer’in yaptığı bu açıklama, “derleme” kelimesinin manasını gayet açık bir şekilde ortaya koymaktadır. kitabın derlenmesini ancak bedri bey muvaffakiyetle başarabilirdi. verilmiş bilgilerin eski bilgilerle telif ve sentezini ancak bedri bey selahiyetle tamamlayabilirdi. ancak onun kapasitesi, vazife şuuru ve azmi böyle bir çalışmanın altından kalkabilirdi. dikte ettirme yerine derlenme yolundan kitabın hazırlanışının elbette ki bir sebebi olacaktır. icap etseydi, öyle yapılırdı elbet! nitekim, idareci ruhsal planlar daha evvelden bu yoldan faydalanmışlar ve dikte ettirmişlerdir. (kuran’ın dikte ettirilişi buna bir misaldir.)

    kitabın nasıl hazırlandığı hususu üzerinde, sayın genç dostum attila güyer ile yaptığım konuşmanın bir bölümünü ve özellikle kitabın derlenişine, tebligatın aktarılışına vazifelik etmiş bir vazifeli medyum sıfatıyla bana yaptığı açıklamaların bir kısmını, önemine binaen aşağıda tetkiklerinize arzetmek istiyorum. önemli bir noktanın aydınlığa çıkmasına hizmet edeceğinden fayda umduğum bu açıklamaların alakalı kısımlarını takdim ediyorum:

    “bedri bey, ruhi bir irtibatın olup olmadığını, ayrıca hangi seviyeden bir irtibatın mevcut bulunduğunu derhal anlayabilecek bir bilgi ve liyakat sahibi bir insandı. kendine mahsus birtakım metodları da vardı. ama, teşhis gücü sadece tecrübe ve bilgisine dayanıyordu da denemez. ben, kitabın derlenişi sırasında on dokuz yaşındaydım. medyumluğum öylesine süratli gelişmişti ki hepimiz şaşırmış ve korkmuştuk da.”

    (…)

    sual: kitap, bedri beyin ne çeşit bir çalışmasıyla meydana gelmiştir? yani, tebliğler bir sıraya göre olduğu gibi mi yazılmıştır, yoksa açıklayıcı pasajlarla birlikte mi tertiplenmiştir?

    bu sualime attila güyer şu cevabı verdi:

    “ikisi de değil. yukarısı evvela bir plan verdi. bölüm bölüm bu planın konularını anlattı. bedri bey ‘şunu koyalım’, dedi. plan ‘hayır, bunu koymayacaksın’, dedi. ‘biz direkt bilgi veriyoruz, bunları yazacaksın’, dendi. bedri bey de yukarının ağzı ile bunları derleyerek yazdı. aslında, kitapta direkt alınmış tebliğler de yoktur. bedri beyin kendi görüş ve tefsiri de yoktur. verilmiş genel bilgiler bedri bey tarafından derlenmiştir.”

    sual: derlenme fiilinin daha iyi anlaşılması için biraz daha açıklamada bulunur musunuz?

    “tam, motamot dikte ettirme yoktur. mesela bir fikir veriliyor; kainatın kuruluşu, maddenin yapısı hakkında bir plan veriliyor. bu plana göre verilen bilgiler derlenecek, deniyor. anlayamadığı noktalar izah ediliyor. yani, fikirler, bilgiler yukarıdan veriliyor. fakat, motamot yazdırılmıyor. bedri bey bunları kaleme alıyor, derliyor.”

    “tekrarlayayım: konu ve plan veriliyor. konu hakkındaki bütün bilgiler anlatılıyor, işleniyor, izahlar yapılıyor, misaller veriliyor. sonra, ‘bunları yazacaksın’ deniyor. ‘şu şu şekilde yazacaksın, verdiğimiz misallerin ışığı altında şu, şu şekilde yazacaksın’ deniliyor ve bırakılıyor. burada bedri beyin fonksiyonu şöyle: gelen bilgileri evvela anlıyor, hazmediyor ve kendisi yeniden kaleme alıyor. yukarısı, ‘tebliği aynen koyacaksın’ demedi. bunu istemedi hiçbir vakit. müteakip celselerde, bedri beyin kaleme aldığı kısımlar plana okundu ve tasvibi alındı.”

    “şunu da söyleyeyim ki, hiçbir vakit bedri beyin kaleme aldıkları (derledikleri) parçalar ‘plan’ tarafından ‘olmamıştır’ diye geri çevrilmedi. bu vazifesini bedri bey pek mükemmel bir şekilde yapıyordu. iyice idrakine varmadan hiçbir vakit kalemi eline alıp yazmaya başladığını görmedim. bazen üç ay bir konu üzerinde münakaşa edildiği olmuştu. anlayamadıklarını anlayabilmek için sualler sormaktaydı.”

    sual: yani, bu izahata göre celselerde verilen tebligat kitaba motamot konmuyor.

    “hayır, konmuyordu.”

    sual: yani, bedri bey tarafından, gelen fikirler evvela hazmediliyor, sonra kompoze ediliyor.

    “tamam. mevzu iyice anlaşılıncaya kadar misaller veriliyor, çeşitli yönleri gösteriliyor. mevzu iyice anlaşıldıktan sonra bırakılıyor, ‘bunları şimdi derleyin’ deniyordu. kendisine, bu derleme çalışmalarında hiçbir vakit ‘burada hata yaptın’ denmedi.”

    sual: öyle sanıyorum ki, kitabın derlenme yoluyla verilmiş olması, şöyle bir maksadı gütmüş olabilir: bir insan olarak, bedri bey verilen bilgileri hazmetmekle, bu bilgilerin insanlar tarafından anlaşılabilir bilgiler olduğunu tatbiki olarak göstermiştir.

    “evet. bu hususu hiç düşünmemiştim. gerçi, bedri bey büyük bir fonksiyonerdi ama yukarının karşısında son derece zayıf bir kimseydi. bu öyle bir plandı ki, orada belki de bedri bey gibi onbinlerce varlığın idraki ve şumulü vardı. onun için ‘önder’ diyoruz. kendisi de zaten ‘kainatın vazife planı’ olduğunu bize ihsas ettirdi.”

    2. https://www.facebook.com/…hp?fbid=10151641860072048

    3. -maddesel- kâinattaki tekâmül (olgunlaşma, gelişim) zinciri · youtube
39 entry daha
hesabın var mı? giriş yap