bir zamanlar anadolu'da

• fırat tanış, katil rolüne o kadar bürünmüş ve benimsemiş ki, rol değil sanki hapisten çıkarılmış ve filmde oynamak için getirilmiş mahkum gibi.
  
  yılmaz erdoğan'ın sürekli sinirlenmesi ve anadolu erkeği tavırları, doktorun düşünceli tavırları verilmek istenen mesajlar hep buralarda gizli.
  
  nuri bilge ceylan'ın kamera açıları fotoğraf gibi. sanki fotoğrafa bakıyoruz. araç içinde gidilirken rahmetli neşet ertaş'ın çalan parçası bu film için söylenmiş sanki. o kadar uyum ve ahenk içinde gidiyor ki.
  
  her bir detayı ince ince ekrana taşıyor. köy sofrasında ki yemek sahnesi, bir bardak kola istenmesi. bunlar izleyicinin kanına işleyen küçük ayrıntılardır.