8 entry daha
  • yazar adalet agaoglu'nun insanların iç dünyalarına inmekte ki ustalığını yaprak yaprak sergilediği, almanyada işçi olarak çalışan ballıhisarlı bayram ünal'ın kendisine göre balrengi mercedes'i ile kapıkule sınır kapısından köyüne yaptığı toplam yedi saatlik bir yolculuğun hikayesidir.

    bayram, çıktığı kabuğu beğenmeyen serseri bir civcivdir ve çok küçük yaşlarda kabullendiği bir şey vardır, küçük değerler küçük insanların dünyasında pek itibar görmez, ''bayram bey'' olmak zorundadır, ayakları yerden kesilmek zorundadır, yağmurda koşmalıdır ama ıslanmamalıdır, gol atmak yetmez ağlarıda parçalamalıdır.

    ankarada bir tamirhanede çalışırken günün birinde aynı köyden arkadaşı ibrahim'e rastlar bayram, ibrahim almanya yolcusudur ve tek eksiği muayene sonucu beklediği bir sağlık raporudur ve bu yüzden ankarada bir hafta kalmak zorundadır ama madem bayram'a rastlamıştır onun yerine bayram da alabilir raporu. bayram'ın karşısına en lezzetli kaymak çıkmıştır yemesi gerekir, yemek zorundadır bir yerse dadına doyamayacaktır ama zor bir durumdur ya sevdiği kız, ya köylüsü ne der arkasından. ibrahim'e çürük raporu alıp kendisi onun yerine gidebilirmi, olurmu, yok olmaz kani bozuk degildir incegül bayramın, ama..

    işte bayramın sınır kapısından sivrihisar'a uzanan, kara sevda ile bağlı olduğu mercedes'i ile yolculuğunda iç dünyasındaki bu karışık gelgitlere inilir.
    yalnızdır bayram, bu yalnızlığını gollum'un yüzüğe olan sevdası gibi bağlı olduğu bu mercedes'i ile paylaşır. en büyük hayali köy kahvesinin önünde çok sevdiği 'fikrimin ince gülü' isimli sanat müziği kasetini mercedesinden insanlara dinletmek, el üstünde tutulmak, ''bayram bey alamanyadan gelmiş'' dedirtmektir ama kimse bayramı beklememektedir...
212 entry daha
hesabın var mı? giriş yap