40 entry daha
  • genel itibariyle "dönem romanı" şeklinde adlandırılan janrın epey başarılı bir numunesidir bu roman. gerçi efendim, zorlanırsa hangi roman bu sınıfa sokulabilmez ki? sadece ve sadece tek bir günde, 1904 yılı 16 haziranı'nda geçen ulysses bile bir dönem romanı değil midir mesela? neyse, mevzuu bu değil zaten... asıl değinmek, işaret etmek istediğim noktaya geçmeden önce, bu romanı eşzamanlı ya da ardışık okumalarla beslemenin faydalı olacağını da belirtmek isterim. mesela sultan hamid düşerken'le, mesela refik halid karay'larla...

    gelelim romanda dikkat çekmek istediğim hususa... romanın sonlarına doğru süheyla'nın bilinçdışı, bir rüyada tıkır tıkır çalışmaya başlar. kocası adnan bey hastalığının ağır dönemine girmiştir ve süheyla, doğmasını bekledikleri salim'e gebedir. bir yorgunluğun peşi sıra uzanan süheyla'nın yarı kâbus rüyasını izleriz. türk romanında eşine az rastlanır bir cesaretin tezahürüdür bu bölüm. zira bâriz bir anne-oğul ensest ilişkisi, bütün bir korku ve suçluluk hâlesiyle karşımızdadır:

    "adnan'ın cenazesi beş dakikada kalktı. ikinci beş dakikada süheyla'nın bir erkek çocuğu oldu: salim! üçüncü beş dakikada salim yirmi yaşındaydı. takvimin yirmi senesi hayatın birkaç dakikasıydı. salim her gün biraz büyüdükçe biraz daha babasına benzeyerek, dördüncü beş dakikada yirmi beş yaşına geldi. ne kadar güzeldi. süheyla oğlunu öptü. fakat öptüğü erkek birden bire o kadar adnan'dı ki dudaklarını emmeye başladı. birdenbire utandı. ürperdi. fakat salim, yirmi beş yıl evvel süheyla'ya ders veren adnan kadar güzeldi. iki eliyle oğlunu göğsünden itiyordu; dudakları yine bir türlü salim'in dudaklarından kopmuyordu. içinden kendi kendine, 'ne yapıyorsun? canavar mı oldun süheyla?' diyor, sonra kendi kendine cevap veriyordu: neden canavar olacaktı? yirmi beş sene evvelki kocasını öpüyordu."

    rüya bu... fakat devamı ve kuntay'ın, rüyanın sebebi hikmetini bağladığı yer ve 'şey' çok mânidar. devam edip bitirelim:

    "süheyla birdenbire uyandı; şezlongdan yarı vücuduyla kalktı. odaya adnan giriyordu.

    'bu ne bitmez öğle uykusu süheyla? akşam oldu iki gözüm.'

    süheyla şezlongdan kalkarken kucağından bir kitap düştü. adnan yerden aldı, karısına verirken kitaba baktı:

    'ooo... freud'u okuyordun demek?'"
87 entry daha
hesabın var mı? giriş yap