5 entry daha
  • iş hukukuyla ilişkimiz eylül 2010'da başladı. bir sonraki eylüle kadar çok sıkıydık. sonra araya önce ticaret sonra idare girdi. dört yıldır yine bir yükseliş trendindeyiz ve üstelik artık bir de sosyal güvenlik hukukumuz var.

    çarşamba ve umarım bir de perşembe günü bu hukuklardan sınava gireceğim. "vaktiyle neler yazmışım dur hele" diyerek 2011'den kalma projemi okudum. konumuz geçici iş ilişkisi. bu başlığın nisan 2011'deki ilk entry'sini yazarken işte bununla uğraşıyordum.

    yaptığım çalışmayı "oha ben mi yazmışım bunu afferim be bana" diyerek okudum valla yalan yok. başkasının makalesi olarak okusam da aynı şeyi düşünürdüm. işçinin kişiliğinin korunması meselesini iyi kurcalamışım mesela.

    derken sonuna doğru şuraya vardık ki, lan ben mesleki anlamda geçici iş ilişkisi gerekli bulmuşum ya la?

    geçici iş ilişkisinin mesleki faaliyet haline gelmesi 2011 yılında halen yasaktı. hatta dönemin cumhurbaşkanı abdullah gül, iş kanunu'ndaki değişiklik tasarısının ilgili hükümlerini veto etmişti.

    bu iş döndü dolaştı mayıs 2016'da kanuna girdi. hatta ben 2017 ocaktaki sınava elimde kanunun şubat 2016 baskısıyla girdiğim için o soruyu tam yapamadım. neyse girdi yani.

    şimdi artık özel istihdam büroları bu işi de yapabiliyor. iş arıyorsunuz diyelim ki, gidip bir özel istihdam bürosunun bordrosuna giriyorsunuz. maaşınızdan sigortanızdan bu büro sorumlu. sizi birkaç ayda bir bir yerlere gönderip duruyor. üç ay orada beş ay burada takılıyorsunuz.

    firmaların kendi personeli olmadığınız için o personele sağlanan imkanlar size sağlanmıyor. ücretiniz farklı, priminiz zammınız yakıt yardımınız falan da yok. (kanuna baksan her şey güllük gülistanlık da hayat öyle bir şey değil.) tabii geçici olduğun için örgütlenme imkanın yok. on farklı yerde çalışıyorsun ama bordro işverenin değişmediği için ihbar tazminatın yok, kıdemin zaten yok, işe iade diye bir şey yok. işini yaptığın kişi senin yerine normal personel istihdam etse bunların hepsinden sorumlu olacak ama şimdi o sorumluluklarının hiçbiri yok. biraz onunla biraz bununla diye diye takılıyor adam. sen de işte kim nereye gönderip ne iş yaptırırsa ona talim.

    ama sen buna sesini çıkarmıyorsun. neden? senin maaşın bir şekilde ödeniyor ya, gerisi mühim değil.

    ve ben 2011 yılında kalkıp ciddi ciddi demişim ki "tamam, olsun bu, olması gereken bir şey bu."

    neyse ki o makaleyi bir yere göndermedim de hiçbir yere basılmadı. yüksek lisans bitirme projemdi, bitirdim ve bitti.

    çok şükür yarabbi zaman geçerken biz yerimizde durmuyoruz oh allahım sen şaşırtma.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap