3 entry daha
  • sözlükte bu programı takip eden tek yazar olarak (çaylak kardeşler hariç) tarihe not düşmemiz gereken şeyler var.

    arada yazamadıklarım oldu ama bugünü ekleyeyim. neden eklemeyeyim ki, koskoca bir tez ve 4 tane sunumun pazartesiye yetişecek olması dışında acil bir isim yok. halıya yatıp ölmeyi beklemek, 1 haftada 3 kez sinemaya gitmek, 2 dergi bitirmek, bir söyleşi için ücretsiz makale çevirmenliği yapmak kadar her türlü oyalanma aktivitesini yaptıysam sıra pekala buna da gelmiş olabilir.

    programın açılış şarkısı aydın esen- good times idi. kendisi hakkında biraz bilgi edindikten sonra sıra kamuran inceye geldi. açık konuşayım belki de üzülerek söylemeliyim ki maalesef bu programa kadar bu kişileri tanımıyordum. hocanın da söylediği gibi ekranlarda gördüğümüz magandalara ve onların skandallarına daha hakimiz, ne yazık.

    hocası mehmet ergüvenin "kurgu ve gerçek" kitabından bahsetti. terapiden verilen kitapları bitirebilirsem buna da bakacağım inşallah. okuduğumdan çok okuyacağım kitap var kafamda.

    programın ikinci şarkısı cihat aşkın-sarı gelin. tabiki bunu da ilk kez burda dinledim. keman sesi çok baskın olan şarkılar kişisel zevkime çok hitap etmese de farklı bir renk ve yorum olduğu için saygıyla selamlıyorum efendim.

    pek tabi sonra sarı geline geldi sıra. ermenice türkçe ve pek çok dilde yorumlanmış olmasına. aslında hepimizin bildiği şeyleri hoca kelimelere dökünce aa harbiden yav oluyor insan. halk müziği ve yeme içme kültürü milli değil cografidir dedi mesela.
    bunu hepimiz düşünebiliyoruz ama bir yerlerde ifade edebilmek benim aklıma gelmedi açıkçası.

    programdan bir ya da iki gün önce anket başlattı hoca. cahit zarifoğlu behçet necatigil nâzım hikmet ran ve fazıl hüsnü dağlarca olması lazım sanırım.

    cahit zarifoğlu çıkmış anketten. ben boş geçmeyeyim fikir olsun diye çok siir ve şair bilmediğimden- belki de şiirleri bilip şairlerini bilmediğimden nâzım hikmet olsun bari dedim. valla benim kalbim temiz. allah gönlüme göre veriyor. o da oldu. nâzım hikmetin 1958 yılında yazdığı "umut" şiirini okudu. uzun uzun tahlil edecek birikimim ne yazık ki yok. sadece beğendim demekten öteye geçemiyorum şu an.

    programın 3. ve son şarkısı. geçen haftadan bu yana başlayan bir uygulama var. bu eseri ve sanatçıyı bilip twitterdan ilk yazan kişiye hocanın istanbul koşukları kitabı hediye ediliyor. benim derdim açıkçası kitaptan ziyade programı dinlediğimi bildirmek. şahsen ben program yapsam katılım olduğunu bilmek isterim. şarkıyı ilk dinleyince carl orff tan carmina burana sandım. o da neden? apocalyptica bu şarkıya çok efsane bir yorum getirmişti onunla bağdaştırdım herhalde ne alakaysa. bilemediğim pek çok şeyi sevdiğim ama konuyla alakası olmayan durumlarla şarkılarla kokularla eslestirebiliyorum. neyse emin olmak için youtube u ac falan filan derken sıra 5-6 lara geriledi.

    yazan bazı arkadaşlar hatta biri direkt olarak shazamdan kopyala yapıştır yapmış. shazam geç reaksiyon vermiş olacak ki ilk 1 dk falan yorum yazabilen olmadı. mini cakallar sizi.

    şarkı beethoven'ın 5. senfonisiydi bu arada.

    kitabın bana da gelebileceği gibi birşeyler duydum program sırasında. haksız kazanca hayır :) adam olaydım da ben de vaktinde bileydim.

    programın son ve en güzel kısmı film önerisi. "taste of cherry" iranlı yönetmen abbas kiyarüstemi'den. cannes'da altın palmiye almış. neden izlemeyelim ki? hadi bunu da listeye alalım.

    conclusion diyeyim de boş zamanlarımda makale okuduğum anlaşılsın. :) conclusion : nilüfer verdi- unutmayın.

    haftaya görüşünceye dek esen kalın. arrivederci.
11 entry daha
hesabın var mı? giriş yap