18 mayıs 2017 maden atıklarından yol rezaleti

• açılın ben balyalıyım!
  
  her ne kadar birgün gazetesi detaylı bilgi vermiş olsa da, ilçede yaşayan biri olarak daha detaylı bilgi vermek istedim.
  
  öncelikle başlıkta belirtilen tarih, haberin yayınlandığı tarih. ancak rezaletin tarihi bundan çok daha eski. haber içeriğindeki fotoğraftan da görebileceğiniz gibi, belediye kendi facebook sayfasında 18 ocak 2017 tarihinde paylaşmış yollara serdiği malzemeyi. evet belediye bizzat kendisi paylaşmış. hizmet sunuyoruz diye paylaşmış. yolların çamur olmasını engellemiş çünkü. 18 ocak 2017 tarihinden bu yana bu atıklar balya'nın caddelerinde, sokaklarında. neredeyse 6 aydır ilçedeki tüm sokaklarda bu atıklar var!
  
  peki bu atıklar neden yollarda? daha doğrusu yollar bu atıklar serilmeden önce neden çamur oluyordu? çünkü ilçenin tamamının içme suyu ve kanalizasyon altyapısı yenileniyor. buraya dikkat: içme suyu!!! yani bu atıkların altından, ilçenin içme suyu hattı geçiyor! bu atıkların altındaki borulardan ilçedeki tüm evlerin musluklarına su taşınıyor! evde elimizi, yüzümüzü, bedenimizi, yediğimiz meyve sebzemizi yıkadığımız su, türlü çeşitli ağır metaller içeriyor! hem cildimiz, hem sindirim sistemimiz, hem solunum yollarımız vasıtasıyla vücudumuzu ağır metallerle dolduruyoruz!
  
  yediğimiz her lokma kurşun!
  içtiğimiz her yudum su kurşun!
  aldığımız her nefes kurşun!
  
  haber metninde de yer alıyor. okulların, pansiyonların etrafındaki yollar bu atıklarla dolu. her gün el kadar çocuklar yürüyor o atıkların üzerinde. okullarına, evlerine, pansiyonlarına gidiyorlar. ilkokul, ortaokul, lise. tamamının etrafındaki yollar, bu atıklarla dolu. sadece okula gidip geldiği için hasta oluyor, günden güne ölüyor bu çocuklar...
  
  sadece ilçe merkeziyle de sınırlı değil durum. ilçeye bağlı köylere de taşınmış durumda bu maden atıkları. kamyon kamyon yığılmış bekliyor köylerin girişinde, içinde. önceden durduğu yerde zehir saçan bu atıklar, şimdi ilçenin merkezinde, köylerinde, yollarında zehir saçıyor.
  
  atıkların ne olduğunu bilmeden yapmışlardır demiş mesela bir arkadaşımız. bilinmeden, cehalet yüzünden yapılmış olsa bile affı olmazdı böyle bir hatanın tartışmasız. ama balya gibi bir yerde; dünü, bugünü, geleceği ve en büyük gerçeği maden olan bir ilçede, bunun bilinmemesine imkan yok. ve bu bir tahmin de değil, belediye başkanının bizzat kendi sözlerine istinaden söylüyorum bunu. gerek egetürk adlı yerel televizyon kanalında, gerek kendi facebook sayfasında yayınlamış olduğu videolardaki sözlerine istinaden. fransız'ların bırakıp gittiği bu atıkların çevreye verdiği zararı anlattığı, ve fransa aleyhine dava açacağını söylediği görüntülerine istinaden. ama dün bunları söyleyen belediye başkanı, bugün o atıkları kendi ilçesinin her sokağına taşıdı.
  
  ve bu yapılanı kimse inkar etmiyor. ilçenin her sokağına dökülen bu malzemenin, fransızlar'dan kalma maden atıkları olduğunu açık açık söylüyorlar çekinmeden.
  
  kurşun
  çinko
  kadmiyum
  arsenik
  
  ilçenin sokaklarında bunlar var yol diye!
  
  ve hatasından dönmüyor kimse...
  
  verilen bir soru önergesi var yalnızca, o da birgün gazetesinin haberi üzerine oldu ancak. bir milletvekilinin, seçim bölgesinde yaşanan ve 5 ay boyunca süren böylesi bir felaketten, gazete sayesinde haberi oldu. bunun haricinde ne bir milletvekili, ne bir bakan, ne bir bürokrat ilgilendi konuyla. ne iktidar partisi, ne muhalefet partileri...
  
  balya halkı yalnız bırakıldı!
  balya halkı kansere terk edildi!
  balya halkı ölüme terk edildi!
  
  hem de bile bile, göre göre...
  
  sessiz kalındıkça bu durum değişmeyecek biliyorum. bu yüzden sesimizi yükseltmek için sizlerden yardım istiyorum.
  
  milletvekilleri, bakanlar, sivil toplum kuruluşları, çevreci örgütler...
  
  sesimizi kimlere ulaştırabilirseniz...
  
  bir ilçenin ölüme terk edilmemesi için lütfen yardım edin. sosyal medyadan veya başka mecralardan, sesimizi duyurmamıza yardım edin. sizin için bir tweet, bir facebook paylaşımı, bir mesaj, bir e-posta; bizim için sağlıklı bir gelecek umudu demek.
  
  sesimizi kimse duymazsa, duyuracak bir sesimiz kalmayacak...