10 entry daha
  • elinde börek tepsisiyle altın gününe giden teyzelerin de dahil olduğu gruptur bu istilacılar.

    teyzem yanına, henüz üç aylık bebesi olan gelinini de alır. evden çıkmadan da tembihler "gız ayşe, bileziklerini de dak" diye; bilezikler takılacak ki gündeki karılar hasedinden çatlasın.

    ecrin hira bebeğe pembe kıyafetleri giydirilir; kara kıllı kel kafasına kafam kadar güllü dallı saç bandı da takıldı mı, oh; gün ekibi metrobüse binmeye hazırdır. (çok acayip bir cümle oldu.)

    teyzemizle gelini, metrobüse avına atılan aslan edasıyla binerler; kapıdan sokmaya çalıştıkları iki asgari ücret değerindeki bebek arabasıyla önlerine geçeni ezerler. (bu arada ecrin hira'nın babası sahiden asgari ücretle çalışmaktadır ama köyde üç beş tarlaları var, icar parası geliyor senede bir... fakirler aslında ama gönülleriyle birlikte, imrendikleri ve de takip ettikleri fenomenler de zengin olduğundan, farkında değiller. neticede evlerinin "piremsesi"ne iki maaşlık bebek arabası alsalar çok mu? hem çatlaması gereken komşulardan yukarıda da bahsetmiştik.)

    konuyu dağıtmayalım. bunlar metrobüse biner ve herkesten kendilerine yer vermelerini beklerler. kaynana teyze, önden koşarak ilerler ve boş bir yer bulup konar; yandaki boş koltuğa da elini uzatıp parseller ve gelinine, tarlada patates çapalarken, köşede sopayla solucan ezmekte olan oğlundan su isteyen teyze sesiyle seslenir "gel gız ayşe, gel otur şuraya" diye...

    bebek arabasını koridora yerleştirip, ecrin hira'yı da kucaklarına alarak; beylikdüzü'nden bayrampaşa maltepe'ye doğru yola çıkarlar...
160 entry daha
hesabın var mı? giriş yap