5 entry daha
  • dün arkadaşımın düğünündeydim. çok güzel bir gündü, hava açıktı ve kalabalıktan uzaklaşıp karanlığıma kavuştuğumda tüm yıldızları görebiliyordum.

    damat, beni amcasıyla çok daha önceden tanıştırmıştı. "hacım gel bak amcam da çok sever astrofiziği" diye. çok sevimli bir adam, muhteşem. belgesel çıkınca salonun ışığını kapatıp kapıyı kitliyormuş adam.

    neyse düğüne geri döndüm. o sırada bir çocuğun "tamam ama ilk yıldız nasıl oluşmuş" dediğini ve yüksek tansyonlu bir muhabbet ettiğini duydum. gülümsedim.

    sonra damadın kardeşini çağırıp çocukla tanışmak istediğimi söyledim. geltirdi sağolsun kırmadı. muhabbete girmeden önce karşınızdakini tartmanız gerekiyor, bende öyle yaptım. birkaç sorudan sonra çocuğun nerede kaldığını gördüm ve ona güzelce, anlayabileceği şekilde cevaplarını verdim. çok eskiden bir dergide yazılarım yayınlanıyordu. numarasını da aldım, onları yolladım okusun diye.

    işte bu çocuk tayyip erdoğandı. pardon damadın amcasından bahsettim ya yukarda, işte onun oğluymuş. helal olsun, parenting level = 9999

    çomü de çok güzel bir gözlem evi var. çanakkalede olan varsa gitsin bir baksın bence, zamanında hocalarımla konuştum yüksek lisans için ama en fazla burs alırsın 800 lira falan demişlerdi. gülmüştüm.

    para için hayallerimi sattım. emeğimi sattım. hastaneye bir kapağı attı gerisi kolay diyen şark kurnazları gibi davrandım.

    ama yüksek lisansımı sağlık fiziğinden yaptığım için pişman değilim. çok sevdim bölümü. ama ortamda astrofizik lafı geçince çok önceden terk edildiğim (ettiğim değil, çünkü o acı vermez) sevgilimi görmüş gibi hissediyorum kendimi.

    ne kadar acı değil mi ?
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap