7 entry daha
  • 1925'te suriye, şam'da geçen bir hikaye. casablanca severler için belki aynı lezzeti vermez ama aynı tatta bir film. humphrey bogart'ta var üstelik. konusu itibarı ile de casablanca ile baya benzerlik gösteriyor.
    üstelik madalyonun diğer yüzünde de benziyor. tıpkı casablanca da sanki fas sömürge altında değilmiş de, refah düzeyi yüksek, insanlarının akşamları rick'in yerine gidip sam'in piyanosundan nağmeler dinlediği, güzel beyaz evleriyle, şehrazad'ın binbir gece masallarındaki kentlerinden biri gibi tasvir edilen bir ortadoğu(?) şehrinde alevlenen bir aşk hikayesi... yine bu tema ile hikaye şam da geçiyor. bol miktarda aşık olan, kavuşamayan, eğlenen, aydın, kültürlü ve suriyeyi kurtarmak üzere el altından silah getiren, siyasetin içinde olan, kahramanlıklar gösteren avrupalılar ve amerikalılarla dolu bir film sirocco. peki şam'da geçen bu hikayede hiç mi suriyeli yok. olmaz olur mu, zira hikaye boyunca fonda patlamalarda, çatışmalarda, bombalamalarda ölen bol miktarda suriyeli var. fakat figürasyondan ibaretler, hikaye avrupalı ve amerikalıların, başrol onların, senaryo onların. onun dışında suriyeliler o topraklarda hiç yaşamamışlar, hiç var olmamışlar, o topraklar hiç onlara ait olmamış. sadece başrolünde "onların" olduğu ve "onların" yazdığı oryantalist bir hikayeyi güçlü kılmak için uydurulmuş hayali karakterler gibiler. tanıdık geldi mi?
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap