35 entry daha
  • anneannemin dedesinin osmanlı ordusunda subay olarak katılıp savaşta hayatını kaybettiği savaştır. daha acısı o dönemlerde savaşta ölenler için mezarlık yapma gibi bir alışkanlık olmadığı(genel uygulama derin bir çukur kazıp üstüne kireç döküp topluca gömme) için oğlunun bu şekilde defnedilecek olmasına yüreği dayanmayan babası oğlunun memleketinde bir mezarı olsun diyerek araya hatırı sayılır tanıdıkları da sokarak trabzondan kırıma oğlunun cenazesini almaya gitmiştir. orada ölülerin yüzlerini teker teker çevirip bakarken ölülerden hastalık kapıp o da oğluyla beraber hayatını kaybetmiştir. çocukken dedeleri gibi asker olmak istemiş ve askeri tarihe merak salmış bir insan olarak savaş meydanında ölülerin yüzlerini çevirip oğlunu bulmaya çalışan yaşlı bir adamın imgesi beni hep düşündürmüştür ve savaş çığlıkları ve kahramanlık hikayeleriyle gaza gelen insanlara karşı mesafeli yaklaşmamı sağlamıştır. en nihayetinde bir baba,sevgili ya da koca karadenizin öteki ucunda yatmaktadır.

    kırım savaşı pek çok tarihçi tarafından ilk modern savaş olarak nitelendirilmekle birlikte küçük çaplı bir dünya savaşı provasıdır. savaş muhabirliği, modern hemşirelik, savaş fotoğrafçılığı gibi kavramlar ilk defa bu savaşta yer etmiştir. ayrıca ingilizler denizin dibine kablolar döşeyerek londra-kırım iletişim ağır kurmuşlardır ki buradan yollanan mesaj 2 saatte londraya iletilmektedir.

    savaşın siklet merkezi her ne kadar kırım olsa da savaş kafkaslardan, balkanlara ve hatta pek bilinmediği üzere kuzey pasifiğe kadar sıçramıştır. müttefikler burada kamçatka yarımadasında yer alan petropavlovsk'a başarısız bir çıkarma girişiminde bulunmuşlardır. ruslar her ne kadar burada müttefikleri püskürtseler de sibirya topraklarını korumadaki yetersizlikleriyle yüzleşmiş durumun sürdürülemez olduğunu görmüşlerdir. savaşın bindirdiği ağır borç yükünü de hesaba katarak alaskayı 7.2 milyon dolara abd'ye satmışlardır.

    ingiliz ve fransızlar savaşa giden süreçte halklarını mobilize etmek için türklere yardım etmeliyiz propagandası yapsa da savaş boyunca türklere karşı tutumları tepeden bakan ve hakir gören bir frekanstadır. zaten müttefikler arasında dostane bir bağ olduğunu da söylemek güçtür, herkes kendince küçük hesaplarla katılmıştır bu savaşa. söz konusu ingiliz başkomutanı lord raglan (bkz: waterloo savaşı)nda kolunu kaybetmiş bir gazi olduğu için fransızlardan nefret etmektedir, fransızlarda ebedi düşmanları ingilizlerle müttefik olmayı pek içselleştirememişlerdir.
30 entry daha
hesabın var mı? giriş yap