8 entry daha
  • türk siyasi ve entellektüel hayatinin belki de en garip kişiliklerinden biriydi coskun kirca. kişiliğine damgasini vuran şeyler arasinda mekteb-i sultani'yi, fransiz kültürünü ve spinoza'nin garip bir yorumu diyebileceğimiz bir tür felsefi faydacılıği saymak mümkün. ama bütün bunlarin ötesinde coskun kirca'ya asıl damgasini vuran şey yaşamıni; düşüncelerinden, siyasi inançlarından, davranış kalıplarından çok ötede her zaman bir "devlet adamı" olarak sürdümesidir. onun için siyasi inançları hayata ve insanlara bakışı önemli değildir, önemli olan devlettir. devletin ali menfaatleri toplumun menfaatleriyle özdeştir ona göre. bunun için hayatının ilk döneminde devlet partisi konumunda olan chp'nin, son döneminde de yine devlet partisi olmayı başaran dyp'nin temsiclisi olarak mecliste ve hükümettedir. türkiye'de bir seyler basarmanın siyasi ya da birakin siyasi yaşamı herhangi bir alanda yükselmenin, basarı elde etmenin ön koşullarından biri "devlet adami" olabilmektir ve coskun kirca yasamı boyunca "devlet adamı" olabilmek için ugrasmistir. devlet gel deyince gelmiş, kenarda dur denilince kenarda durmuştur. evet devlet adamından siyasi ya da ideolojik kimliğini unutmasi beklenir. ve iste o zaman cenazenize ordu, mit, üniversiteler, hürriyet yazarları, envai cesit parti temsilcileri gelir. devlet adami olmussunuzdur, basarmissinizdir. öldüğünüzde cenazenizi izleyen birileri bunu ancak o zaman anlayabilir. "devletin dava arkadasi" olmussunuzdur.
    bu durum olumlanabilir ya da elestirilebilir. devletle bu sekilde ilişki kurmanın anti demokratik bir durum olduğunu düşünebilirsiniz. bunu faşistlik ya da yurtseverlik, muhafazakarlık, statükoculuk ya da ulusalcılık diye niteleyebilirsiniz. ama coskun kirca bu realitenin adamıdır. kardak kayaliklari konusunda savas çikarabilecek, devlet için kursun atan ve yiyen sereflilere kol kanat gerebilecek realitenin adamıdır. belki de onun son temsilcilerinden biridir.
    ama bütün bunlarin ötesinde coskun kirca tüm o 'engin bilgi', "entellektüel derinlik", "hocaların hocası" hatta tansu çillerin deyimişle "dava arkadasi" kimliğinin gerisinde, her konrusmasinda bir yerlerden derin bir güvensizlik, korku ve hesaplilik yayan garip bir ademdi. sürekli üste çikmaya çalisan, üstteyken sesi asla kesilmeyen bir çığırtkan, altta kaldığında ise sesi kesiliveren bir yalancı pehlivan. ölümüyle kendini bir kez daha hatırlattı. kisakürek'in devleti öteki cenazeye gitmiş, kirca'nin devleti buraya gelmis ne gam, bizi öldürmeye gelmesinler ona da şükür...
7 entry daha
hesabın var mı? giriş yap