88 entry daha
  • şiddetin her türlüsüne karşıyım falan diyeceğimi bekliyorsanız, hiç öyle bir sevgi kelebeği değilimdir kusura bakmayın. şu an ülkenin bulunduğu durumda şiddet en net çözüm, o parkta oturan arkadaşın çevresinde ya da park civarında da bir tane adam yokmuş onu anladık. şahsen ben orada olsam önce o bekçiyi adam ederdim sonra polisin karşısına geçerdim. elinde telsiz var diye, ohal diye de istediğini yapacağını sanıyor. biraz da boy ve kalıbıma güvenerek itin götüne laflarımla - resmi kıyafetli çünkü sert yapamayız*-sokardım en fazla yapacağı geceyi karakolda geçirtmek.

    ha işte zaten sorun burada başlıyor o bana göre "en fazla geceyi karakolda geçirmek" kısmı en fazla bunu yapar oluyor ama bizim gibi ülkenin iş yükünü, ekonomisini, beyin takımını oluşturan bu ülke adına birşeyler üreten laik ve demokratik kesimden benim gibi düşünen sayısı az. çünkü herkes beyaz yaka, herkes plaza çalışanı, herkes korkularda. merak etmeyin ben de öyle bir beyaz yakayım. yazılım sektöründe yönetici pozisyonunda bir beyaz yaka. ama işte klavye de oturup ahlaki ve sosyolojik tespit yapmakla olmuyor bu işler, öyle olacaksa merak etmeyin eğitimim zaten sosyoloji ve insan etiği üzerine yoğunlaştığından en iyi tespiti ben yaparım bu konuda.

    kendi adıma konuşacak olursam 70 leri 80 leri birebir yaşamış bir ailenin ferdi olarak. o dönemde babamın, amcamın yediği işkenceler, başkaldırışları, fikirleri ve ülkenin durumu için işlerini güçlerini, eğitimlerini ve yeri gelince canlarını feda edecek durumda olmalarını göz önüne alınca bizim böyle oturup klavyede sadece fikir üretmemiz o kadar değersiz ki.

    ben artık bu ülkede birşeyler birleşerek olacağına inanmıyorum, ya biz onları ezeceğiz ya da onlar bizi. hiç sevgi pıtırcıklığı yapmayın bu olay böyle ve net.

    geçen ramazan' da iftar vaktine 45 dk kala, annemle yemek yemeğe oturduk. siparişleri verdik, gelmesini beklerken yan masalarımızda birleştirilmiş masalar şeklinde oturan kalabalık bir gruptan "nıç nıç nıç" sesleri yükseldi. birbirleri aralarında konuşup bize doğru baktılar. çünkü arkadaşlar müthiş müslüman olduğundan orada oturmuş bekliyor yarım saat kala ve benim yemek yemem ona batıyor; çünkü oruçlu değilim ve bir de kesin saygı bekliyordur ondan da eminim. lakin ben öyle şeyleri yutmayı sevmediğimden " ne söylediğini yüzüme söylesene" dedim. ki bu müslüman arkadaşlar masada 4-5 er kişisi. sonra hepsi birden dönüp "yha kardeş birşey demedik kusura bakma yanlış anladın" dediler. biz buna kısaca yemeyeceğin yarağın altına yatmayacaksın diyoruz. ben kendi çapımda bunları böyle böyle izaha sokuyorum. o işin devamı gelseydi 4-5 demeden gücüm kuvvetim, kalıbım izin verdiğinde masaya gömecektim hepsini.

    o yüzden susmayın, sustukça daha çok gelecekler üstümüze ve konuşmaya da çalışmayın direkt kaba kuvvet, öyle anlıyorlar çünkü. eğer yoksa gücünüz çevrenize seslenin emin olun bir tane benim eşim bir adam denk gelecektir. bakarsınız belki ben denk gelirim. * hem sadece durumu izah etseniz yeter bana, karşı tarafı dinlemeyi sevmem pek.

    (bkz: susma sustukça sıra sana gelecek)

    edit:imla.
29 entry daha
hesabın var mı? giriş yap