7 entry daha
  • mağaraya internet bağlatanların haberdar olduğu durum. haberde bahsi geçen 3 soya ve 1 mısır çeşidi, daha önce izin verilenlere sadece ilavedir. yani hayvan yeminde gdo yıllardan beri yaygın bir uygulamadır.

    peki tolerans sıfır olsa ne olurdu? söylemesi acı ama aç kalırdık, hatta sosyal patlama ve yağma, iç kargaşa meydana gelirdi. abarttığımı düşünenler için söylüyorum; açlık diğer ihtiyaçlara benzemez, boğazından et geçmeyen adam eline taşı alır. bugün bir piknik alanına gidin ve kırmızı et tüketenlerin tavuk eti tüketenlere oranına bakın. evet tavuktan bahsediyorum. bugün ülkemizde de dünyada da en ulaşılabilir protein kaynağı tavuktur. gdo'lu yemlerin kullanılmaması ise endüstrinin çökmesi anlamına gelir. bunu desteklediğim için anlatmıyorum, kimse yanlış anlamasın, sadece durum bu. sektörün içinden birisi olarak gözlemlediğim kadarıyla gdo'lu yem ve yapay yem katkıları olmasa bugün insanlar aç.

    genç nesil pek anlayamaz ama ben biraz anlatayım. türkiye'de tavukçuluk endüstrisinin yaygınlaşması ve tavuğun ucuzlaması doksanlı yılların ortasına rastlar. o dönemde biz aile olarak ekonomik buhran yaşamaktaydık. gerçek anlamda sofranın yemeksiz kaldığı kaldığı zamanlar oluyordu. sonra tavuk fiyatları birden düşmeye başlayınca bizim de soframıza gelmeye başladı. inanılmaz bir şeydi, tavuk yiyince kendinizi lord zannediyordunuz. bu yıllarda gelen ucuzlama küçük işletmelerden büyüğe geçişle gelen üretim fazlası arzının piyasa fiyatını düşürmesiyle alakalıydı. kırmızı et zaten çok ulaşılmazdı ve tavuk eti nispeten orta direk ve fakir sofralarına inmeye başladı bu sayede.

    bugün tavuk en fakir ailenin sofrasına gelebilen bir protein kaynağı. kırmızı et karşısındaki değeri iyice düştü. neden? gdo'lu yemin devreye girip maliyetleri düşürmesiyle mümkün oldu. bu sadece ülkemizde değil dünyada da geçerli bir işleyiş. mesela afrika'da tavukçuluk çok önemli bir endüstri çünkü orada neredeyse tek ulaşılabilir protein kaynağı.

    tekrar ediyorum, hayvan yeminde gdo kullanılması benim desteklediğim bir durum değil ama durum bu.

    türkiye'de, eğer kanun tam olarak uygulanıyorsa insan tüketimi için gdo'ya tolerans sıfır. bu avrupa'nın da altında, orada %7 civarında olması lazım. geçenlerde katıldığım basf'nin bir ürün tanıtım toplantısında konuşmacı arkadaş türkiye'deki bu durumu değiştirerek "en azından(!!)" avrupa standartlarına çekmek için lobi çalışması yaptıklarını utanmadan ve göğsünü gere gere söylemişti. evet sevgili basf ülkemizde sadece yapı değil gıda kimyasallarında da çok yoğun faaliyet göstermekte ve evet, biz de yakında muhtemelen gdo'nun insan tüketimi konusunda avrupa standartlarını yakalayacağız inşallah...!!
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap