1 entry daha
  • bir tırmanış sırasında yere yakınlık mesafesi beş altı metrelik olan bir şelale yatağından atlamamız gerekti. o gün baştan sona felaket olduğu için zaten öfke doluydum. rehber bizi bilmediği bir rotaya sokmuş, ağzımıza sıçmıştı. an itibariyle zaten insanlar epeyce yara bere almıştı. zevk almamız gereken trekking benim gibi nispeten daha az ustalar için endişeye dönmüştü. az önce bir kaya oyuğunun içinden atlamış, bir açıklığa düşmüştüm. ha birkaç saat önce de uçurumdan yuvarlanma tehlikesi yaşamıştım. filmlerdeki gibi o el son anda tutmasaydı uçurumun dibini bulacaktım. arkadaşım 'başından beri gözüm üzerinde, merak etme.' dedi. b*ku yememek için daha dikkatli olmaya çalışıyordum. ama abi küçük de olsa sızarak akan bir şelale yatağından aşağıda yosunların kayganlaştırdığı rahatça görülen taşların üzerine atlamak zorundayken hayattan ne bekleyebilirsin ki? kafam çarpmasın bari diye dua ederken gruptakilerden biri durdu aşağıda. 'omzuma atla' dedi. ustalaşmış olanlar atlayıp gidiyorlardı. ben tüm yolu tek başıma gitmeyi göze alıp geriye mi dönsem diye düşünüyordum. adama baktım. omuzunu işaret etti. atla yaptı. böyle şeyler türkiye'de olmaz. uçurum hadi neyse de, bu... grup ilerliyordu, geride kalmak da riskti. atladım omza, ordan sekip hemen yere. hafif yaylandığımı gördü arkadaş, elini uzattı. çekip zıplattı, sonra yola devam.
    terapistimin söylediğine göre çocukluk travmaları insana sürekli travma aratırmış. travmanın allahıydı o gün. ama yine de iyi geldi. dönüşte acile iki kişi bıraktığımız halde (ikisi de basit de olsa yara almışlardı. kırık çıkık, hayati organlara bir şey olmadı). ölesiye korktuğum halde.
    bir tırmanış sırasında birbirini hiç tanımayan kişilere ne kadar güvenebileceğinizi öğreniyorsunuz.
    o tırmanışlara kadar dağcılar bana hep çocuksu kaprisleri olan, zengin bebeleri olarak görünmüştür. tırmandıkça, doğa yürüyüşleri yaptıkça gerçek şımarıklığın tanımadığım hayatları yargılamak olduğunu, bunun da fakir şımarıklığı olduğunu anladım. fakirlik de değil, en âdisinden kalıplarla yetişmişliğin verdiği cahillik.
    iyimserlik öğrenilebilir evet.
    dağları, ormanları hatırladım lan.
    çok güzeldi be olm. bakınayım bi istanbulda da var mı öyle yürüyüş ekipleri.
    iyimserliğin canını seveyim sana bi şey olmasın.
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap