2 entry daha
  • artık seni suçlamıyorum.

    artık sustum.

    hayatımın en kötü yaz mevsimini geçirdim sadece seni düşünerek. senin için yaptıklarımı... senin bana yaptıklarını...

    evet, bugün kabullendim asıl gerçeği. çok ağladım, çok üzüldüm. ardından bayağı bir yas tuttum. çok kızdım. çok küfrettim ardından. ama hepsi geçti biliyor musun? hepsi bugün geçti...

    asıl gerçek şu ki; ben kendimi layık görmedim senin hayatına dahil olmaya. sana layık görmedim kendimi. bir sürü engeller koydum zihnimde ikimizle ilgili. bir yanım seni çok istedi öbür yanım "olmaz" dedi. fizik kurallarına göre aynı anda hem ileri hem de geri gidemezsin. ben hep bunu yapmaya çalışmışım hâlbuki. sana lâyık görmeyerek kendimi ilişkimizi baltalamışım. herşey, tüm pişmanlıklarım kendi değersizlik duygum yüzünden. bana çok acımasız gelen sonumuzu ben hazırlamışım. "ne kadar şiddetli bir son olursa o kadar iyi görmek için kendi gerçeğimi." diye düşünmüşüm. ne bedenimle barışığım ne de sevgiyi hak ettiğimi düşünüyorum. derinlerde bir yerlerde yara aldıkça "ben sana söylemiştim böyle olacağını. beni dinlemedin." diyen bir ses var. hayatta başıma gelen her olumsuz deneyimi "ben sana söylemiştim." diyerek başıma kakan.
    bir teoriye göre sevdiğin biriyle sadece bedenin ve bilincin konuşmaz. ruhun da konuşur. bizim ruhlarımız herşeyi biliyordu, anlıyordu. seni istediğimi söylerken aslında nasıl ittiğimi... beni incittiğinde, hayal kırıklığına uğrattığında, haksızlık ettiğini düşündüğümde aslında bunları kendi kendime yaptığımı... sen kendimi ne kadar değersiz gördüğümü bana gösteren bir aracıydın aslında.

    bugün kitapçıda tesadüfen baktığım bir kitapta okuduğum şu soru kendime ne denli haksızlık ettiğimi gösterdi.

    "eğer ömrünün sonuna kadar seni rahatsız eden bu olay sürseydi, kendi huzurunu yeniden kazanmak için hangi yönünü geliştirmeyi seçerdin?

    kendimi değerli kılmayı seçerdim.
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap