157 entry daha
  • 25 yıldan fazla oldu. eski türkiye denilen, sözde ayrımcılığın tavan yaptığı yıllar olarak anlatılan zamanlarda bu telaşın içindeydik biz.

    o zamanlar merkezi bir sınav vardı ve evet muş'un bir köyündeki çocuğun da ankara fen lisesi ve galatasaray lisesi'nde okuma şansı vardı.

    ankara altındağ'da varoşta yaşayan bir gariban çocuğu ile çankaya'da oturan bir işadamının çocuğu ankara atatürk lisesi'nde sınıf arkadaşı olabiliyordu. gereken tek özellik kafasının çalışmasıydı. misal benim kuzen. babası işçi, annesi ev hanımı. ilkokul'a başladıktan sonra öğretmeni hep uyardı aileyi, aman bu çocuğu ihmal etmeyin kafası çok iyi çalışıyor diye. o çocuk galatasaray lisesini kazandı, devleti de yatılı olarak okuttu, sonra boğaziçi, şimdi deli gibi gece gündüz çalışıyor ülkesi için.

    artık bitti bu öyküler. bu tip köklü ve başarılı liselere müteahhitlerin, ensesi kalınların toraman gerizekalıları girecek. önce adresleri bu okulların yanına alınacak, sonra rahat rahat "o sınav"a girecekler ve canlarının istediği okuldan 30 iq ile mezun olacaklar.

    bu sistem sadece doğu-batı ayrımı değil. zengin-fakir ayrımı. yok öyle artık çalışıp didinip bir şeyler başarmak. herkes haddini bilecek. fakir fakirliğini bilecek, kendi fakirse çocuğu da fakir kalacak. hiçbirinin yırtma şansı yok. sosyal sınıflar net ve keskin. parası olmayan birinin çocuğu, diğer ensesi kalınların prens ve prenseslerini rahatsız edemeyecek.
116 entry daha
hesabın var mı? giriş yap