1 entry daha
  • türkiye'de tam bir sekülerizm olmadığını hükmetmeye çalıştığınız insanların diyanete verdikleri vergiler nedeniyle anlamanız gerekir. bu kişilerden biri olarak zerre umurumda değil. isteyen ibadetini evinde ya da kendi finanse ettiği merkezlerde yapabilir lakin ben neden buna katılmak zorundayım? mesela ateistim, mesela hristiyanım, mesela yahudiyim. neden diyanete vergimle ödeme yapılıyor ve neden diyanet sadece bir dine hizmet ediyor?

    emre kongar demokrasimizle yüzleşmek kitabından, okuduğumda resmini çekmiştim duygularıma tercüman olduğu için. konuyu özetler. islamı kendi istediği gibi herkese yaşatma hakkına sahip olduğunu düşünenlere gelsin.

    islam dinine içeriden bakmak ve dışarıdan bakmak

    "sonuç olarak islam'a dışarıdan bakmak ve içeriden bakmak arasında çok fark var. dışarıdan bakan, onu farklı ve saygı duyulan, birlikte yanabilecek bir kültür olarak algılayabilir. her kuralına müsamaha ile bakabilir; kendi açısından haklıdır da.
    nihayet karşısında farklı bir inanç, farklı bir kültür ve ona göre yaşayan insanlar vardır ve elbette bu insanların tercihlerine yaşam biçimlerine saygı göstermek gerekir.
    ama içerideki için yani müslümanlar için, eğer demokrasi ve laiklik yoksa, durum çok farklıdır.
    ülkeyi islam adına yöneten siyasal otoritenin belirlediği kurallar, doğrudan doğruya insanların onların nasıl giyineceğine, nasıl davranacağına, nasıl yaşayacağına ilişkindir.
    tepedekilerin fetvaları bütün yaşamı düzenler ve o kurallara uygun yaşamak istemeyenler için bir karabasan oluşturur. bu bakımdan laiklik, sadece dinler arasındaki eşitliği değil, müslümanların totaliter yöneticilere karşı özgürlüğünü de güvence altına alır.
    o bakımdan içeriden bakanlar açısından türban gibi, günlük yaşamda dayatılan bütün islami kurallar, totaliter bir yaşamın belirtileridir.
    sanıyorum, batı'nın, 2000'li yılların başında türkiye'deki laiklik ve demokrasi mücadelesine ilgi göstermemesinin nedeni budur. "
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap