1 entry daha
  • 30 yaşından sonra ileri seviyede besin alerjisi olan oğlum sayesinde tanıştığım, immun sistemin yanlış çalışmasından kaynaklanan ve bağışıklık sisteminin bu hata nedeniyle vücuda faydalı olan besinleri zararlı olarak kodlaması yüzünden, vücudu besine karşı tepki vermeye yönlendiren hastalık.

    bağışıklık sisteminin bu kodlama hatası ya cilt veya solum tepkilerine ya da sindirim sistemi tepkilerine sebep olur ki, buna göre atopik dermatit veya eozinofilik özofajit veya eozinofilik gastrit veya eozinofilik gastroenterit tanısı alabilirsiniz.

    bana göre tanı konulana kadar olan kısmı en zor kısmı olup, tanı konulduktan sonra ona göre yaşamınızı sürdürdüğünüzden hastalığı yönetmek daha makul bir hal alıyor.

    olayların başını çok özet geçeceğim çünkü hamilelik sürecinde benim gibi ufak tefek bir tipin iri bir bebeği taşımaya çalışması dışında enteresan hiçbir şey yoktu ortada. bugüne kadar bildiğim hiçbir alerjim yok. fakat ne zaman ki dört kilo olarak sezeryanle dünyaya gelen evladımız, iki gece kaldığımız hastane oldasında kusulmadık yer bırakmadı, o gün artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını anladık :)

    eve geldik, günler geçti, çocuk kusmuğunda boğulacak diye tek gözüm açık uyumaktan perişan oldum ama çocuk hala ısrarla kusuyor, durduramıyoruz. büyükler 40'ı çıksın herşey yoluna girer dedi, bizim çocuğun kakasından kan gelmeye başladı, o gün anladık ki büyükler çok da birşey bilmiyordu.

    çocuk doktorumuz, her çocuk doktoru gibi süt proteini alerjisi tanısı koydu, bizi gönderdi. okuduk araştırdık, süt ve süt ürünlerini tüketmeyeceksin, eyvallah dedik yemedik, iki hafta geçti işler daha kötüye gitti. baktık çocuk doktoruyla işler iyi gitmiyor çocuk gastroentroloji uzmanı aramaya başladık. böyle bir bilim dalı olduğunu ömrümüzde ilk kez duymuşken, bebekte adını söylemekte zorlandığımız eozinofilik gastroenterit denen türkçesi çoklu besin alerjisi olan bir hastalığın olduğunu öğrendik. bu arada kan tahlilleri, laboratuvara taşınan kakalar havada uçuşuyor. tamam dedik tedavi nedir, diyet yapacaksın, süt süt ürünlerini zaten kesmiştik, yumurtayı keseceksin, düzelmedi mi dana eti'ni keseceksin, düzelmedi mi kuruyemişleri, daha da olmadı mı deniz ürünlerini, daha da olmadı mı tahılları keseceksin, aç gezeceksin ama çocuk iyileşecek.

    başladık diyete, hafta hafta herşeyi kestik, bir ay sonra yiyebildiğim şeyler zeytin, mısır ekmeği ve pirinç lapasıydı ama bizim durum düzelmiyor çocuk doymadığı için daha da eziyetli bir hal alıyordu. bu arada tek doktorun lafıyla iş yapmayalım diye ay şekerim bizim muteber hanımın torununda da vardı, şu doktora gitmişler iyileşmiş diye kimi duysak koşup gittik. belki 15 doktor gezdik, içlerinde bana pankreas enzimi vereni bile gördük.(evet, pankreas enzimi ne alaka? biz de hala bilmiyoruz ama denedik )

    testler tahliller özel sigortadaki teminat çoktan bitti, haftada ortalama bin lira bu doktor tahlil işlerine harcıyoruz.

    neyse benim zeytin ekmek yemekten zaten kafa çalışmıyor, afrika'da şöyle meşhur bir vudu büyücüsü var, bu alerji işini çözüyormuş deseler ilk uçakla atlayıp gideceğim o derece. eşimin, o dönem için "vücut temel işleri yapıyordu fakat düşük pil modunda olduğundan bazı fonksiyonlar kapalıydı" şeklinde çok doğru bir tespiti var.

    neyse bu survivor hayatımın yaklaşık 2. ayında gastroentroloji uzmanı kararıyla anne sütü kesildi, çocuk bu tip çocuklar için üretilen özel bir tıbbi mamayla beslenmeye başlandı, benim açlık, çocuğun ağrı eziyeti sona erdi de normal insan gibi yaşamaya başladık.

    sonraki 1 ay boyunca sütümü düzenli olarak sağıp yan komşumun bebeğine süt annelik yaptım ki süt kesilmesin. nedeni de, anne sütünün alerjinin tek tedavisi olan aşı tekniğiyle vücudu besine alıştırmada çok önemli bir araç olması. onu da kısaca şöyle açıklıyorlar; anne en az alerjik olanlardan başlayarak besinleri ufak ufak denemeye başladığında, bebek bunları anne sütünden yarı parçalanmış olarak alıyor ve bağışıklık sistemi tıpkı aşı mantığında olduğu gibi çok minik miktarlarla tanıştığı yeni besine aşırı tepki vermeyerek, zamanla durumu kabullenmeye başlıyor.

    1 ay aradan sonra zeytin, patates ve pırasa yiyerek yeniden diyete başladım. tepki vermedikçe en az alerjikten başlayarak her 3 günde bir yeni besin ekleyerek 571 gün diyet yaptım.

    22 ay sonunda beslenmemiz ayrıldı, ben emzirmeyi ve diyeti bıraktım, oğlum yaklaşık 20 farklı besini tüketebilir hale geldi.(aşı mantığıyla ilerleyebildiğiniz için ilerleme çok yavaş oluyor ve çok uzun sürüyor ama olsun)

    besin alerjisiyle benim gibi çok çok tanışanlara tek önerim, besin alerjisi hakkındaki tıbbi makaleleri okumaları ve gerçekten uzman bir doktorla bu süreci yönetmeleri olabilir.

    çünkü düşmanını yeterince yakından tanımazsan, istediğin silahı al, onunla savaşamıyorsun. bizde şimdilik galip yok ama en azından artık silahlarımız eşit, iyi olan kazansın.
11 entry daha
hesabın var mı? giriş yap