• alm. sosyalist hasta örgütü.

    bu örgüt 12 şubat 1970 tarihinde heildelberg üniversitesi psikiyatri bölümü polikliniğinde asistan doktor olarak çalışmakta olan wolfgang huber'in önderliğinde 52 psikiyatri hastası tarafından kızıl ordu fraksiyonu'na (raf) bağlı olarak kuruldu. kısa sürede 500 hastanın katıldığı bu örgütün ömrü kısa sürdü ve 1971'de dağıldı.

    spk'nın örgütlenmek için doktorları ya da hastane çalışanlarını değil de hastaları temel alması garip gelebilir. bunun altında yatan gerekçe ise hastalık halinin genel ve evrensel bir biçinde kişilerin ortak noktası olması, onları eşitleyici bir nitelik sunması ve bütün sınıfları ortadan kaldıran bir dayanışma haline işaret etmesiydi. yani hastalık, hasta kişiyi medikal kurumlara karşı bir red mekanizması geliştiren bir milis konumuna getiriyordu. hasta çoğunluklardan oluşan devrimci birliktelikler yoluyla direniş örgütlenebilirdi. nitekim yayınladıkları manifesto'da şöyle yazmışlardı: "doktor sınıfı* ve düzeni*ortadan kalkmalı, amaç sınıfsız bir toplum, hasta sınıfı ileri!"
    bu haliyle çakma bir komünist manifesto yayınladıkları ve marksizmi karikatürleştirdikleri düşünülebilir, düşünmeyin. çünkü sınıfsal ayrımın, hasta sınıfı ile doktor sınıfı arasında olmadığının bittabi onlar da farkında. erken bir biopolitics metni olarak düşünülebilecek manifestolarında maddi tıp şeytandır şiarıyla şunları söylüyorlar:
    "şüphesiz ki üretim araçlarına olan yakınlık, önceden olduğu gibi şimdi de sınıfsal karşıtlığı belirlemeye devam etmektedir. ancak bugünkü yöntem biraz farklıdır. üretim güçleri, üretici güçler, artık ortak endüstriyel proleterya değildir. yeni endüstriyel ticaret insanının, 'yeni adam'ın üreticileridir. hammaddeleri ile dünya, artık bir üretim aracı değildir. üretimin yeni araçları, bedenleri ile geri kalandan çok daha büyüktür (en değerli hammadde, her birinin her birinin 100 milyar beyin hücresi)... gen laboratuvarında yetiştirilen ve büyütülen, bir mala, ticari bir ürüne dönüştürülen her insan hücresi, milyarlara ulaşan rakamlarla, faiz ve bileşik faiz ile kendisini amorti ediyor... değerli olan şey artık altın ya da elmas değil, 'bio-meta insan' bugünün altın madeni... geçmişte, para standardı altın rezervlerine bağlıydı, daha sonra ise zamanla ölçülen işgücü birimi miktarına bağlandı. bundan böyle para standardı, acizane ve basitçe genlere bağlı olacak. siz de kendinize milyarder diyebilirsiniz... ve üretim ilişkileri, bilgisayarlara kaydedilen tıp normları, doktorların normlarıdır... iatrocratların normları fabrikaya dönüşüyor, makinalara ve üretim süreçlerine giriyor... hastalık, halkın elinde! hasta sınıfında...burada hastalıktan başka bir şey yardımcı olamaz: hastalanmak için yaşa (lebt um zu kraenken!), yaşamak için hastalan (kraenkt um zu leben!), yalnızca hastalananlar haklıdır, kısaca: hastalık haktadır (krankheit im recht)"

    hastaların böbrek, kalp ya da akciğer hastası değil de psikiyatrik hastalar olmalarının da bir anlamı var. çünkü spk, psikiyatrik hastalıklar ile kapitalizm arasında doğrudan bir ilişki kurarak bu hastalıkların kapitalizmin bir ürünü olduğunu söylüyordu. (bkz: kapitalizm ve şizofreni) çünkü onlara göre kişileri yalnız, izole ve depresyona mahkum bir hayata hapseden ve hastalıklı bir toplumsal yapı olan kapitalizmden sağlıklı bir toplum ortaya çıkamaz. dolayısıyla asıl yapılması gereken hastalıkları iyileştirmekten ziyade, hastalığa neden olan yapıyı iyileştirmekti. bu anlamda spk antipsikiyatrik bir hareketti (bkz: antipsikiyatri); zira psikiyatrinin kapitalist toplum tarafından hasta edilen hastaları iyileştirip tekrar kapitalizmin kullanımına sunduğunu düşünüyorlardı. dolayısıyla spk antipsikiyatri yoluyla hastalığı silaha çevirip sınıfsız bir topluma yönelmeyi hedefliyordu. kurucusu doktor huber'in ifadesiyle söylersek: "hastalar için hastalığa karşı yapılacak tek yararlı mücadele vardır, o da hastalığı oluşturan ticari-ataerkil toplumun yok edilmesidir."

    ancak çok geçmeden terörist örgüt yaftası yapıştırılıp yasal takibata uğradılar, huber'i doktorluktan atıp eşiyle birlikte hapishaneye gönderdiler. spk'nın bazı üyeleri ise raf saflarında mücadeleye başladılar. diğer bazı üyeler ise -günümüz türkiye'sindeki dayanışma akademilerine benzer bir örgütlenmeye giderek- halkların özgür enformasyon akademisi (information zentrum rote volks-universitat-izru) ve halkların özgür üniversitesi'ni (rote volksuniversitat-rvu) kurdular. daha sonra ise spk, 1973'te patientenfront/pf (hasta cephesi) adıyla tekrar kuruldu.

    entry içindeki atıflar için bkz. komünist manifesto, sozialistisches patientenkollektiv / spk sosyalist hasta örgütü, çev. burcu denizci, altıkırkbeş yayınları, 2015, istanbul.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap