2 entry daha
  • bu entryde bulabildiğim ortak kökleri yazmaya çalışacağım. liste zamanla güncellenecek ve uzayacaktır. bazıları tam anlamıyla ortak kök sayılmayabilir. hepsini buraya yazmaya çalıştım. yanında * işareti olan kelimeler 1930'lardaki dil devriminden sonra yazı diline sokulmuş isimlerdir. bu kelimelere ikili kök de deniliyor. eskiden "kökteş" de denirdi. ancak tdk kökteşi şöyle tanımlamış: aynı kökten gelen çeşitli yapı ve görevi olan (kelimeler): sevgi, sevinç, sevme; vergi, verim, veri; başlık, başlangıç, başkan gibi.

    01. acı
    02. ağrı (7)
    03. ara (7)
    04. art (7)
    05. alındı
    06. bağır (7)
    07. barış
    08. bol (10)
    09. boya
    10. bulaş (9a)
    11. bük
    12. dalaş (5)
    13. damla
    14. dik (1a)
    15. doku *
    16. don
    17. dövüş
    18. düş (2)
    19. düşün *
    20. eksi *
    21. ekşi
    22. er
    23. eski
    24. etki *
    25. gerek
    26. geç
    27. giriş (5)
    28. göç
    29. güreş (5)
    30. güven *
    31. inan
    32. kara
    33. karı
    34. kas
    35. kat (13)
    36. kazı *
    37. kız (11)
    38. koca
    39. koru
    40. köhne (9)
    41. kösnü (14)
    42. kuru
    43. oku (12)
    44. olur
    45. özen *
    46. sancı (7)
    47. sap
    48. sası
    49. savaş (5)
    50. sıva
    51. s.k (3)
    52. sol
    53. sürü
    54. şiş
    55. tanı *
    56. tat
    57. tez (6)
    58. toz
    59. tüy
    60. uğraş (5)
    61. uydu * (4)
    62. verile
    63. yama
    64. yar (8)
    65. yarış
    66. yasa (1)
    67. yaz (7)
    68. yel
    69. yüz (7)

    (1a) dik ismi ile dik fiilinin kökeni diri kelimesidir.
    (1) bu kelimeler için öğrencilerime teşekkürler.

    (2) bugün tamamen farklı kelimeler gibi görünse de düş (rüya) ile düş- fiilinin köken anlamı in-, kon-, dur-'tır.

    (3) resmi kaynaklarda olmamasının ve öğrencilere öğretilmemesinin sebebi edep kaynaklıdır. ancak kelimenin kökeni siy- (işemek)'tir. derivatif anlamlı kelimelere şu örnekler verilebilir: sidik, siğil, sivilce, s.k, s.k-

    (4) aslında ortak kök sayılmaz ama hem isim hem fiil olduğu, anlam bakımından aynı kökten geldiği için listeye alındı.

    (5) türkçe “çatışma” ifade eden sözcüklerde +ış ekinin ikili kullanımı dikkat çekicidir. karş. savaş/savaş-, güreş/güreş-, dalaş-/dalaş, uğraş/uğraş-. (sevan nişanyan)

    (6) eski türkçede tez- fili vardır.

    (7) bu kelimeler için @tnhnkck adlı yazara teşekkürler.

    (8) tahminim. uçurum anlamındaki yar kelimesi karanın yarılıp birden kesildiği yer olabilir.

    (9a) tdk sözlüklerinde yer almasa da tıp jargonuna girmiş bir kelimedir.
    (9) farsça bir kelime olmasına rağmen fiil kökü olarak kullanılması ilginçtir. üniversitede öğretmenlerimin sık sık söyledikleri "türkçeye yabancı dillerden fiil girmemiştir" kuralına bir istisnadır. katkısı için @kombokotiz adlı yazara teşekkürler.

    (10) olmak fiilinin eski şekli bolmaktır.

    (11) eski türkçe sözcük "cömert, bol" kavramının zıddı ve kıs- fiilinin eşdeğer sıfatıdır. "evlenmemiş dişi, bakire" anlamı muhtemelen "bereketsiz" fikrinden türemiştir. (sevan nişanyan)

    (12) küçük armağanlarla yapılan düğün çağrısı ve düğün sahibine verilen para (altın, eşya vb.) anlamında isim şeklinde ege bölgesinde yaygındır.

    (13) kat, eski türkçede 1. tabaka, büklüm, 2. (oğuzca) yan, nezd” anlalmlarına gelmektedir.

    (14) tdk şehvet. ttü kösnü- (dişi) azmak, kızışmak <? ttü kösen erkek koyun veya keçi, kösem.
    ytü biçimin halk ağızlarındaki kösnük/kösnek "şehvetli" (ds) sözcüğünden serbest çağrışım yoluyla türetilmiş olduğu anlaşılıyor. (sn)

    not: "sav" sözcüğü yeterli kanıt olmadığı için listeye eklenmedi. söz, atasözü, tez, dava, haber anlamına gelen isim ile sav- fiili arasında anlam ilgisi olduğunu sanıyorum.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap