39 entry daha
  • tepeleme hayali kurulan, beklenendir..

    "boş konserve kavanozlarını cam boyasıyla boyayıp tepelerine fırfırlar dikebilirim nihayet.

    albümleri yerleştirmek, kitapları toparlamak, eskiyenleri ayırmak gerek...

    çekmeceler toparlanmalı, eskiler ihtiyacı olanlara verilmeli...

    geçen yıl izmir dönüşü yoldan aldığım güveçleri kullanabilirim. mangal yakarız, salatalar yaparız, karpuz kavun keseriz...

    öğlen yemeklerinde akşamdan kalma kadınbudu köfteye domates soslu kızartma ilave ederim. taze naneli salata yaparım.

    televizyon yok, birikmiş bütün kitaplarımı okurum...

    kafamı dinlerim...

    kışa biber ve bamya kuruturum.

    tarhana yapar, turşu kurarım. erişte keserim...

    bulaşıklarımı ellerimle yıkarım. pazara giderim. sabah bahçeden topladığım domatesle kahvaltılar hazırlarım. kimse uyanmadan çayımı koyarım, yürüyerek gider sıcak ekmekle gazetelerimi alırım.

    kekikli zeytinle, yumuşacık beyaz peynirle, taze tereyağıyla kahvaltı ederiz.

    sabahları radyodan klasik müzik dinleriz, akşamları türk sanat müziği..

    evin içi güneş kremi ve çiçek kokar...

    el danteli perdelerimi kaldırır, akşam üzeri fesleğenlerimi ve çiçeklerimi sularım...

    mutlaka bir zeytinyağlı pişiririm. fasulye olur, imam beğendi (yoksa hünkar bayıldı mıydı, neydi, neyse) olur...

    otlarla yoğurtlu salatalar yaparız...

    evin hiçbir yerine saat koymam.

    akşam güneş battıktan sonra verandada çekirdek çitleriz. saklambaç oynayan çocukları sesleri çok çıktığında uyarırız ve iç çekerek şükrederiz bu küçük mutluluk için...

    hayret...

    hiç böyle yazlar hayal etmezdim...

    artık toprakla, mutfakla, en yakınlarla dolu, dinlenmek için yaz gelsin ister oldum...

    ne düşünüyorsun diyorlar bana. "ne düşünüyorsun?" boş boş bakıyor görünüyorum ama yaz hayali kuruyorum.

    oysa önümdeki kağıtlar üst üste, yaz boyu yürütmem gereken programları sıralıyor.

    büroların floresan ışıkları, bilgisayar tuşları, durmaksızın çalan telefonlar, verilmesi gereken yanıtlar, bitirilmesi gereken hesaplar, idare edilmesi gereken insanlar arasında bazen hayatımdan ümidi keser gibi oluyorum.

    "sesin niye böyle diyorlar..."

    "sesin niye böyle, bir şey mi var?"

    hiçbir şey yok, hiçbir şey..

    sadece şile bezi elbisemi giymek, başıma yazma takmak ve bahçe sulamak istiyorum hepsi bu...

    ***

    yazıya burada bir ara verdim, sade bir kahve aldım elime... camdan dışarı baktım. bu yazıyı hiç güneş görmeyen bir plazanın çalışanları okuduğunda katılacaklar belki ama tüm ömrü evde geçen biriyse eğer okuyan "nankör" diyecek..

    "orada yaşadığın küçük mutluluğa şükret!"

    değil mi?..

    -alıntı-"
607 entry daha
hesabın var mı? giriş yap