15 entry daha
  • dün beyoğlu sineması'nın yenilenmiş salonunda izlediğim ve son derece keyif aldığım film.

    bundan birkaç sene önce izmir mavi treni ile hem izmir'den ankara'ya, hem de ankara'dan izmir'e yolculuk yapmış biri olarak filmin tren yolculuğu sahneleri beni tekrardan o yolculuğa götürdü diyebilirim. filmi izlerken bu deneyimi yaşamış biri olarak olayın daha içinden bir gözle izledim filmi ve o duygunun gerek yönetmen gerekse oyuncular tarafından çok iyi yansıtıldığını söyleyebilirim. filmde ''leyla'' karakterinin şair olmasından da kaynaklı olarak çok sayıda şairane cümle vardı ve bu da filme bambaşka bir edebi hava katmış.

    oyunculuklara gelecek olursak ''zeki demirkubuz''un ''üçüncü sayfa'' ve ''itiraf'' adlı filmlerinde severek izlediğim ''başak köklükaya''yı uzun bir aradan sonra bir filmde izlemek gerçekten muhteşem bir deneyimdi. ayrıca ne yaptığını tam olarak bilmeyen ve adeta oradan oraya savrulan bir yaprağı andıran ''öykü karayel''in oyunculuğu da başarılıydı. hayattan beklentisi kalmayan bir yatalak hastayı canlandıran ''yiğit özşener'' de filme bir saat sonra dahil olmasına rağmen ''leyla'' ile girmiş olduğu güzel edebi sohbet ile kendini gösterdi ve o da başarılı bir oyunculuk deneyimi sundu bizlere.

    tüm bunların yanı sıra filmin görüntü yönetmeni ''gökhan tiryaki'' hakkında da birkaç kelam etmek istiyorum. filmde tren yolculuğu sırasında ''leyla''nın görüntüsünün trenin camına sık sık yansıması filme gerçekten bambaşka bir hava katmış ve karakterin yaşamış olduğu içsel duygusunu bize son derece güzel bir şekilde yansıtmış. tüm bunları değerlendirdiğimizde film beklentimin oldukça üstünde çıktı ve bana yaşamış olduğum bu tren yolculuğundan da olsa gerek benliğimde tam bir aidiyet duygusu yarattı.
433 entry daha
hesabın var mı? giriş yap